Bu koleksiyonuyla Mercedes Benz Fashion Week Madrid’de kapanış defilesini gerçekleştiren LUG VON SIGA markasının yaratıcısı, moda tasarımcısı Gül Ağış, bizimle bir gününü paylaşıyor.

Modayla ne zaman ilgilenmeye başladınız?
Çocukluğumdan beri modayla ilgiliyim… Hatta dört yaşımdan beri di- yebilirim. Bir etek dikmişim. Babam ne zaman giyeceğimi sorduğunda, ‘daha değil’ diye cevap vermişim. Kumaşın ortasına bir çizgi çekmişim. Teknik olarak biz öyle yaparız. Eteğin sağını solunu simetrik hale getir- mek için kumaşın orta yerine bir çizgi çekeriz. Ama ben bunu o yaşta nasıl düşünüp de yaptım, bilmiyorum. Moda eğitimimi ise Milano’da Istituto Marangoni’de aldım. Moda Tasarımı okudum. Sonra Politecni- co di Design’da Avrupa Birliği’nden Moda Tasarımı master bursu kazan- dım. Milano’da toplam 7 yıl kaldım.

Kendi markanızı yaratmadan nerelerde çalıştınız?
Okul bittikten sonra 4 yıl İtalya’da Costume National’de çalıştım. İstanbul’a döndükten sonra da 4 yıl yurt dışına Mango, Zara, H&M gibi markalara tasarım yapan Türkiye’nin en büyük ihracat firmalarından birinin tasarım departmanının başındaydım.

Markanız nasıl doğdu?
Kendi adımı taşıyan bir marka yapmak istemedim. Türkiye’den çıkan dünya standartlarında bir pret a porter, yani hazır giyim moda markası yaratmak istedim. Bu yüzden adımın ve soyadımın tersten okunuşu olan Lug Von Siga’yı ad olarak kullanmaya karar verdim. 2010 yılıydı.

Tasarımlarınız Türkiye’de ve yurt dışında nerelerde satılıyor?
Tasarımlarım Türkiye’de Brandroom’da ve Midnight Express’de satılı- yor. Harvey Nichols Kuveyt’de de markanın satışları çok iyi. Yurt içinde ve dışında 20’ye yakın satış noktasında varız. Bu sezon ilk kez düzenli olarak katıldığımız Paris Tranoi fuarına Resort koleksiyonumuzla da katıldık. Senede artık 4 koleksiyon hazırlıyoruz. Bu da uluslararası standartlara uygun.

Türkiye’den ve yurt dışından en beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Türkiye’den Hakan Yıldırım, yurt dışından Christopher Kane, Proenza Schouler’ı sayabilirim.

Kış modasından favori parçalar/trendler neler?
Kırmızı, sezonun olmazsa olmazı. Bu kış deri tasarımlar da öne çıkıyor. Kış koleksiyonum adı Bilyeler. Bu daha pop bir koleksiyon oldu. Nor- malde ben bu kadar çok renge girmiyorum. Bu koleksiyonda renkler, desenler üzerinde çok oynadım. Tasarımlarda 1960’lara göndermeler yaptım. Kış modasının öne çıkan trendlerinden makro payetlere de yer verdim.

Bu koleksiyonunuzu Mercedes Benz Fashion Week Madrid’in kapanı- şında sundunuz. Bu sizin için nasıl bir tecrübeydi?
Enteresan bir tecrübe oldu. Daha önce üç defa London Fashion Week’e ve bir kez Zürih Fashion Days’e katılmıştım. Madrid’deki moda haftası çok farklı bir pazar. 40 yıldır yapılıyor. Çok organize ve sistematik. Ama biraz lokal tutmuşlar, uluslararası ilgi daha az. Mercedes Benz Fashion Week İstanbul ilk kez bir Türk tasarımcıyı yurt dışına götürdü. Lug Von Siga markasını, MBFWİ ilk kez İstanbul’da desteklemişti. Bu destekleri Madrid’de de sürdü. Lug Von Siga ile Madrid’de kapanış defilesini yap- mam için beni önerdiler.

gul2

SABAH

Bir iş gününüzü nasıl geçirdiğinizi öğrenmek istiyoruz. Sabahları saat kaçta uyanırsınız?
Sabahları genellikle sekiz buçuk gibi uyanırım.

Sabah ilk iş ne yaparsınız?
Uyanınca kedimi severim, onunla oynarım. Sonra duş alır ve kahvaltı ederim.

Kahvaltıda ne yersiniz?
Bir süredir glutensiz besleniyorum. Çok da memnunum bundan. O yüzden sabahları ekmek ya da Corn Flakes gibi birşey yemem. Kendime salatalık, domates, peynir ve zeytinden oluşan bir kahvaltı hazırlarım.

İş yeriniz nerede ve kaçta işbaşı yaparsınız?
Showroom Teşvikiye’de. Sabahları dokuz buçuk gibi işe gitmiş oluyorum.

Sporla ve sağlıklı yaşamla aranız nasıl?
Çok iyi. Haftada en az 3, 4 kez spor yapıyorum. Yürümeyi çok severim. Hafta içi sahilde, hafta sonları da Belgrad Ormanı’nda yürüyüş yaparım. Yakın zamanda küreğe başladım. Çok zevkli buluyorum. Bana meditas- yon gibi geliyor. Ayrıca pilatese gidiyorum. Spor, hayatımda çok önemli bir yer tutuyor.

ÖĞLEN

Öğlen yemeğinizi saat kaçta ve nerede yersiniz?
Teşvikiye’de, işyerimin bulunduğu sokak çok hareketli. Sağlıklı ye- mekler yiyebileceğim çok yer var. Genellikle öğlen yemeklerimi Plus Kitchen, Kantin ya da Doğaya Dönüş’te yiyorum. Alt katımızda Sundae Cafe var. Orayı çok seviyorum. Sokağımız gerçekten çok renkli. Juico’nun maydanoz ve zencefilli bir yeşil karışımlı juice’u var. Onu içiyorum. Çok taze ve sağlıklı…

Tasarımlarınız için nelerden ilham alırsınız?
Yaşamın her şeyinden… Her sezon, hazırladığım koleksiyonla farklı bir yönümü ortaya çıkarıyor ve keşfediyorum. Bu sefer Bilyeler koleksiyo- numla çocuk olmanın neşesini, mutluluğunu… Bir önceki sezon içim- deki seksi kadını, daha önce de etnik yönümü keşfetmiş, paylaşmıştım. Herşeyi eleyip işin duygusal boyutunu düşünecek olursam, aslında tasarımlarımla içimde yaşattığım kadınları ortaya çıkarttığımı söyleye- bilirim. Her seferinde bambaşka bir Gül Ağış ortaya çıkmış oluyor. Bu, benim için de öğretici bir süreç oluyor.

Favori bir kumaş ya da parçanız var mı?
Kumaştan ziyade dokularla oynamayı ve yeni dokular yaratmayı sevi- yorum. Doku, desen, grafik benim tasarımda güçlü olduğum yanlarım. Farklı dokuları birleştirmeyi ve olanı farklılaştırarak kullanmayı seviyo- rum, bundan keyif alıyorum. Bunun üzerine gitmeye devam edeceğim.

AKŞAM

Genellikle saat kaça kadar çalışırsınız?
Normalde akşam yedi, sekize kadar çalışırım. Ama defileye hazırlanı- yorsam ya da koleksiyon tamamlama telaşındaysam sabahlarım.

Hafta sonları da çalışır mısınız?
Zorunlu olmadığım durumda çalışmam.

Tasarımlarınızı kimler giyiyor? Düzenli olarak çalıştığınız, giydirdiğiniz ünlüler var mı?
Tasarımlarımı bir sürü farklı kadın giyiyor. Özellikle İş dünyasından kadınların tercih ettiğini söyleyebilirim. Ünlü, ünsüz pek çok kişi giyiyor. Kadınlar tasarımlarımı seviyor, içinde kendilerini rahat hissediyorlar. Herhangi birinin ismini burada vermek bana diğer kadınlara haksızlık olur gibi geliyor. Ama özel olarak çalıştığım, özel tasarım hazırladığım herhangi biri yok.

İşin dışında nasıl vakit geçirirsiniz? Ne gibi hobileriniz var?
Meditasyon yaparım. Seyahat etmeyi çok severim. Çok okurum.

gul3

TATİLDE

Hangi sıklıkta ve nerelere seyahat edersiniz?
Etnik kültürleri keşfetmeyi çok seviyorum. Sri Lanka, Hindistan, Japon- ya gibi farklı yerlere seyahat etmeyi, onların kültürlerini incelemeyi, onlarla sohbet etmeyi, onları izlemeyi severim. Bu beni besliyor, açıyor, mutlu ediyor.

Bize biraz da gelecek planlarınızdan bahsedebilir misiniz?
En büyük hedefim, Lug Von Siga markasının uluslararası satış nok- tasının sayısını arttırmak. Markamı uluslararası standartta bir dünya markası yapmak istiyorum. Ben aslında Haute Couture çalışmayı tercih etmeyerek, bir pret a porter markası yaratmaya karar vererek Türkiye’de zor olanı seçmiş oldum. Yurt dışındaki fuarlara katılmak için önceden yatırım yapmak zorundasınız. Yani işin ön finansmanı çok zor- layıcı. Ama bu konuda başarılı olacağıma inanıyorum. Günün sonunda başaracağım çünkü yaptıklarım beğeniliyor ve satıyor. Tasarımlarım özgün bulunuyor, kaliteli ve çok da pahalı değil.

Tasarımcı olmasaydınız ne iş yapardınız?
Ben aslında hep tasarımcıymışım… Bir süre reklam sektöründe çalış- mıştım ama bu benim olmadığım birşeydi. Sonunda kendimi buldum. Araya reklam aldım diyebilirim…