JEAN PAUL GAULTIER Moda ve Parfüm Dünyasının Yaramaz Çocuğu

JEAN PAUL GAULTIER Moda ve Parfüm Dünyasının Yaramaz Çocuğu

1952 yılında Fransa da doğan Jean Paul Gaultier moda dünyasının “yaramaz ve çılgın çocuğu” olarak ünlendi. Sıra dışı tasarımları ve parfümleriyle tanınan Gaultier, son iki yıldır sadece haute couture moda koleksiyonu hazırlıyor ve sıradışı parfüm yaratmaya devam ediyor.

Ünlü Fransız modacı Jean Paul Gaultier, Paris’in bir banliyösünde doğup büyüdü ve kendi deyimiyle ‘son derece sıkıcı’ bir çocukluğu oldu. Ama ilkokul yıllarında moda tasarımcısı olmaya karar vermişti bile. 18 yaşındayken, yani 1970 yılında Pierre Cardin onun yeteneğinden etkilendi ve asistanı olarak işe aldı. Ertesi yıl Jacques Esterel ile çalışmaya başladı. 24 Nisan 1971 tarihinde Jean Patou’ya katıldı ve 1974 yılında tekrar Pierre Cardin’e geri döndü. Böylece birkaç yıl içinde büyük markalarda çalışarak engin bir tecrübe kazanmış oldu.

1976 yılında ortağı ve hayatının aşkı olan Francis Menuge ile ilk elektronik takıları üretti. Zaten her zaman ilklerin ve sıradışı tasarımların yaratıcısı oldu. Ekim 1976’da kendi adını taşıyan ilk koleksiyonu hazırladı. Onu da şimdi dehşet içinde hatırlıyor ve “korkunçtu” diye anlatıyor.

Jean Paul Gaultier, moda dünyasına girdiği ilk yıllardaki koleksiyonlarını popüler kültürden ve sokak giyiminden etkilenerek hazırladı. 1985 yılında erkeklere etek giydirdi ve bununla tanınmaya başladı.

90’lı yıllarda Madonna ile işbirliği büyük ses getirdi. 1990 yılında Madonna’nın “Blon- de Ambition” albümünün dünya turu için tasarladığı büstiyer, biranda herkesin ilgi odağı olacaktı.

VE SONRASI

Jean Paul Gaultier defilelerinde kullandığı sıra dışı modellerle hem eleştirilere maruz kaldı, hem de popülerlik kazandı.

“Fifth Element/Beşinci Element” gibi bazı filmler için koleksiyonlar hazırladı.

2008 yılında şarkıcı Kylie Minogue ile çalıştı ve kostümlerini tasarladı.

2012 yılında Cannes Film Festivali’nde bir moda tasarımcısı olarak jüri üyeliği yaptı. Bu festivalde bir ilkti.

2013 yılında New York, Paris, Londra ve Montreal’i dolaşan retrospektif sergisi binlerce kişi tarafından izlendi.

Ünlü Fransız tasarımcı Jean Paul Caultier tasarımlarına farklı bakış açısı ve tarzıyla devam ediyor.

Aileniz ne işle uğraşırdı?

Annem, doğup büyüdüğüm Arceuil’de bir restoranda kasiyerlik yapıyordu. Babam ise muhasebeciydi. Kötü bir semtte kirada oturuyorduk ve genellikle ay sonunu zor getirirdik. Babam çok yumuşak huylu ve yardımsever bir insandı.

Ailenizde kimden etkilendiniz en çok?

Büyükanneme gitmeyi severdim. Bize yakın çok güzel bir dairede otururdu. Komik ve eğlenceli bir kadındı. Kendisinde medyumluk vardı, küçük yaşta ölen kızıyla konuşurdu, bu da beni büyülerdi. Büyük takılar takar, kırmızı ruj sürerdi. Evinde eski mobilyalar vardı… Onun evinde televizyonda istediğim herşeyi seyrederdim.

Ne zaman modacı olmaya karar verdiniz?

Sanırım ilkokulda. Derslerde kağıtlara, dansçı kostümleri çizerdim. Sonra Jacqu- es Becker’in ‘Falbalas’ filmini gördüm ve sürekli çizmeye başladım. Gösteri ve sinema dünyası bana modaya atılma isteğini veren şeylerden.

Moda dünyasındaki ilk işiniz Pierre Cardin’deydi. Çalışmaya nasıl başladınız?

İlk iş görüşmeme tek başıma gitmek istemiyordum, onun için annem benimle gelmişti. Elemen işe alındım, 18’inci yaşgünümdü.

Aileniz moda dünyasına girmeniz konusunda ne düşündü?

Her zaman benim yanımda oldular. Paris’teki ilk defileme de geldiler. Annem ve babam çok açık görüşlü insanlardı.

İlk defilenizi hatırlıyor musunuz?

Korkunçtu, tam bir fiyasko! 1976 yılı, ekim ayıydı. Defile yapacak param yoktu. Yves Saint Laurent defilesine çıkan mankenleri, kıyafet verme karşılığında ikna ettim. Kıyafetler hazır olmadan müzik çalmaya başladı. Mankenlerin hangi sırada çıkacağı bile belli değildi! Ama bu beni yıldırmadı ve iyi bir ders oldu.

Özel hayatta Jean Paul Gaultier nasıl biri?

Oldukça can sıkıcı biriyimdir! Hiçbir şey yapmadan aylaklık yapmaktan hoşlanırım. Yemek yemeyi seviyorum ve yalnız olmak hoşuma gidiyor. Evime çok az insan davet ederim.

Parfüm dünyası size ne ifade ediyor? Evreninde neler var?

Parfüm dünyası benim için bir nevi hazine sandığı. Birçok öğe var, keşfedecek çok şey var… Yeni kokularla deneyime girişeli, bu büyüleyici alanın sınırlarını zorlamaya başlayalı 20 yıl oldu. Bu evrende sonsuz olasılık var.

Haute Couture ve parfüm arasındaki ilişkiyi anlatır mısınız?

ikisi arasında yakın bir ilişki var. Parfüm giyimin ilk kalemidir; görünümün temposunu belirler. Eler iki alanda da engin bir know-how söz konusu. Modada yeni biçimler ve kokular için de bitmeyen bir arayış vardır. Hem haute couture hem de parfüm, kendini bu know-how’da tamamlar.

Bir parfüm markası yaratmanın en zor yanı nedir?

En zoru, muhtemelen kişinin kendisine ve kendi evrenine sadık kalması. Bir de, kişinin kendi değerlerini ve saplantılarını parfüme tercüme edebilmesi konusu var. Bu iş yalnızca bu ruh halinde başarılabilir ve knovv-hovv sayesinde kişi iki evren arasında bağ kurabilir.

Tüm moda evleri parfüm çıkarmıyor. Siz bu alanı neden seçtiniz?

Yaratmak ve geleneksel güzellik anlayışıyla ters düşmek DNA’mda var. Güzelliği hep daha geniş bir açıdan göstermek istedim. Parfümlerimde de bu bakış açısını muhafaza etmek isterim ve farklı bir güzellik arayışına girerim.

Başkalarında sevdiğiniz bir koku?

Tazelik kokusu.

Kendinizde sevmediğiniz bir koku?

istila eden kokulardan hoşlanmıyorum.

Sizi alıp götüren bir koku anısı?

Amfitiyatrolardaki pirinç tozu kokusu. Bana altı yaşımda büyükannemin beni Theatre du Chatelet’de gösteriye götürmesiyle keşfettiğim büyülü dünyayı hatırlatıyor. Sihir ve şiirle dolu yepyeni bir dünyaya adım atmak gibiydi.

Çocukluğunuzun kokusu?

Büyükannemin özel odasının kokusu.

Bir parfümün beğenilmesi için hangi niteliklere sahip olması gerekir?

Bir tür sürpriz, koku hafızası; parfümü kokladığınızda aklınıza bir görüntü gelmesi gibi. Benim görsel tarafım çok güçlüdür ve kokular daima görüntüleri tetikler.

Sizce kadınlar parfümlerine mi yoksa erkeklerine mi daha sadıklar?

Sadakat iyidir ama değişim de iyidir. Her birinin iyiliği kendinedir.

JPG parfümlerini tanımlar mısınız?

Yenilikçi, şaşırtıcı, beceri gerektiren ve punk.

Parfümle ilgili en beğendiğiniz söz?

Belle Parfumerie sadece doğa ve hammadde anlamına gelmez.