MODERN ZAMANIN KLEOPATRA’SI: OLYMPEA

MODERN ZAMANIN KLEOPATRA’SI: OLYMPEA

Paco Rabanne, yenilikçi kokularına bir yenisini ekliyor. Son derece feminen bu kokunun adı Olympea…

Mimar, tutku dolu bir tasarımcı, ve tüm bunların ötesinde bir par- fümör de olan Paco Rabanne, her zaman cesur ve modern olarak anıldı. 2015, Paco Rabanne’ın yeni bir hikaye yaratacağı yıl. Ya kadın- ların sonsuz fantezisi sadece “tek” olmaksa? Diğerlerinin arasından seçilen, sıradan insanlardan cesareti ve başarısıyla üstün gelen biri olmaksa? Onun yolunda kesin olan şeyler yıkılır, önemsiz olanlar par- çalanır. Kendisini eşsiz kılması için, onun güzellik ve zekâ arasında seçim yapması gerekmedi, çünkü onun görkemi doğuştan geliyor.

Olympéa ile Paco Rabanne, yeni bir efsane yaratıyor. Son derece feminen. Paco Rabanne kışkırtmanın zamanın ruhunu ortaya koyduğu, yenilikçi değerlerine sadık kalarak hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin karşı koyamadığı eşsiz duygusallığı hayal etti. Bu modern zaman Kleopatra’sı kraliçelerin kraliçesi, tüm zaferlerin kadını, sonsuz bir ikon. Her kuvvetin bahşedildiği bu kadın, Olimpos merdivenlerinde kendi kahramanını seçer. Yarı tanrıça fakat bunların ötesinde bir kadın. Kutsal bir kadın.

1969 yılında yaratılan Calandre’den bu yana, Paco Rabanne’ın çığır açan yenilikçi kokuları kadınlara ve erkeklere, onların fantazi- lerinin spektrumu boyunca eşlik etti. Bugüne kadarki cesur, ultra- modern yaşam tarzını yansıtan ikonik kokuları; onun en büyük rock yıldızı olması için Black XS ve Black XS for Her; sadece bir parmak hareketi ile olağanüstü bir yaşam sürmek için 1 Million ve Lady Mil- lion; zafer fantezisini somutlaştırmak için 2013’te lansmanı yapılan Invictus. Ve şimdi de Olympea.

olympea3

ŞİŞE

Şişe, Romalı tasarımcı Marc Ange tarafından yaratıldı. Ange’ın tasa- rımlarının her birine gerçek ve hayal arasındaki belirsizlik, en yalın halde paradoks yol gösterir.

Olympéa, antik kodların ultra-modern estetikle cesur kombinas- yonunda zıt kutupları barındırıyor. Bu kez şişenin tasarımında direkt olarak bir nesnenin çarpıklığından ilham alınmadı, fakat tasarım kuvvetli bir sembolizm içerir. Kabartma, bakırımsı metal bir taç üzerine konulan, kutsal tılsımlar ve kutsal sembollere benzeyen mükemmel bir daire. Yatay olarak bakıldığında bu halka defne yapraklarından yapılan zafer tacını anımsatır. Dikey olarak bu imza akıllara Yunan heykellerini getirir. Tüm fetihlerin Niké’si, Yunan mitolojisinde zaferi temsil eden tanrıça. Bu tasarımda klasik referanslar ve Art Deco denge ve cesaretle bir araya geldi.

Marc Ange diyor ki; “Simetri ve geometri burada gururu ifade emektedir, fakat orantılar ve kıvrımlar yumuşaklık ve dişilik katmaktadır.”

Kokuyu keşfetmek için bir mücevher gibi olan şişe kapağı çıkartılır, bu da şişenin değerini vurgular.

Zaferin kanatlarını sergileyen kutu Olympéa’nın karakterini açığa çıkarıyor: zaferin soluk pembe, saf beyaz ve pembe altın tonlarında yansıtılan dişi ifadesi.

İÇERİK

Olympéa, tuzlu vanilya notasının duygusallığının ve çiçeksi notaların tazeliğinin bir araya geldiği eşsiz bir koku macerasına davet ediyor bizi. Mandalina notalarının duyguları harekete geçirdiği, akuatik ve floral zambak ve su yasemini notalarının patlama yarattığı taze ve oryantal bir koku deneyimi. Olympéa, cezbedici, cesur ve sonsuz doğallığın yansıması. Duygusal ve berrak tuzlu vanilya notası, sandal ağacı ve ambergris notalarının yükselişe geçirdiği bağımlılık yaratan bir çekicilik katıyor. Kuvvetli kokusu ve notaların eşsiz dengesi ise özgün Paco Rabanne imzasını oluşturur.

olympea2

YARATICILAR

Paco Rabanne bu tasarımı için IFF, Loc Dong, Anne Flipo ve Domini- que Ropion’un yeteneklerinden yararlandı. Uzun yıllardan bu yana New York’ta yaşamakta olan, Saygon doğumlu parfümör Loc için bu tasarım bir Fransız galası idi. Bu şehvetli ve orijinal ikiliği geliştirmek iki yıldan uzun bir zaman aldı.

Loc, “İlk konsept çok kısa sürede gelişti. Paco Rabanne ekibiy- le anında akuatik notalara bakarak başladık,” diyor. “Vietnam’ın doğduğum bölgesinde tuz, deniz suyunun buharlaştırılmasıyla elde edilir. Olympéa’nın tazeliğinin sembolü olarak tuz, bana başlangıç noktası olarak görünür. Floral ve dişi bir dokunuş için, su yasemini ile birlikte çalışmayı önerdim. Bu topraksız teknik, topraksı notaları ortadan kaldırırken, buketi güçlendirir. Kokularımı yaratırken yin ve yang gibi zıt evrenlerle oynamayı severim. Bu tazeliği dengelemek için, çok duygusal ve baskın gelen vanilya ile canlandırdım.”

TANRIÇA LUMA

Adeta bir tanrıçayı andıran feminenliği yansıtmasının etkisiyle, Paco Rabanne 21 yaşındaki, Brezilyalı model Luma Grothe’u Olympéa’nın yüzü olarak seçti. Brezilyalı model, modern, duygusal ifadesi, doğa- üstü güzelliği ve sevecen kişiliği ile Paco Rabanne’ın marka değerle- rini mükemmel şekilde yansıtmıştır. Luma’nın çekici gözleri reklam filminde baştan sona görünür.

Olympea’nın reklam filminin yönetmeni Alexandre Courtes şöyle diyor;“Luma’nın gözleri baştan çıkartma ve yaramazlıkla doludur. Muazzam bir duygusallık gösterirler. Bakışı bizi hayali Olimpos’taki sarsılmaz tanrılar gibi baştan çıkarıcılığının ardından alıp götürür.

Luma, cazibesinin bir kanıtı ve gücü olarak Paco Rabanne’ın erkek parfümü Invictus’un şampiyonu Nick Youngquest’e karşı gel- mektedir. Tek bir fantazinin iki yüzü. Yeni, efsanevi bir çift doğuyor!

FiLM

Tanrılar Krallığı’ndan apaçık sıkıldık… Mermerden yapılmış ölümsüz- lük. Kendinden emin, kendine güveni tam biri… OLYMPÉA! Onun yolunda tüm egolar, kesin olan şeyler yıkılır. Tanrılar uyanır ve her şey yeniden hayat bulur. Şampiyon ve görkemli, Olympéa kahra- manını seçti. Invictus, 1 Million ve Lady Million’dan sonra Alexandre Courtès, Paco Rabanne için dördüncü filmini çekti. Antik-modern bir ortamda, şaşırtıcı geçici çarpışmalarla dağılmış kuvvetli bir görsel ve biçimsel kimlik. Luma karşı konulmaz cazibesi sayesinde izleyiciyi zaferin sonuna götürüyor. “Gücün neredeyse ilahi kavramını kuvvet kullanmadan ifade etmek istedik. Dişilik diğer kuvvetlere ve silahlara sahip. Erkeklerde kaslarla ifade edilen şey burada gözlerle ifade edi- liyor. Sahne daha samimi. Stadyumun yerini hamam almıştır. Fakat o, kesinlikle her şeyi fethedebilir”, diyor Alexandre Courtès.