Selimiye’de Yaz

Son yıllarda yaptığım seyahatler içinde beni en çok etkileyen yer Selimye oldu. Küçük bir otelde, oda kahvaltı konseptinde leziz köy kahvaltıları yapıp tüm gün kafamı dinler ve çevreyi gezerim düşüncesindeydim. Dalaman’a uçtum ve yaklaşık 2 saatlik yolculuk sonrası Marmaris’in Selimiye beldesine vardım.

Sadece 13 odası bulunan Selimiye Kapri Otel’e vardığımda hemen odaya yerleşip dinlenmeye çekildim. Sabah otelin kahvaltı salonuna girdiğimde kelimenin tam anlamıyla ilk görüşte aşkı yaşadım! Pırıl pırıl göl gibi bir deniz, balıkçı kayıkları ve suda süzülen ördekler… Öyle bir kompozisyon oluşturmuşlar ki, kendimi yıllarca arayıp bulamadığım, hayalini kurup da ulaşamadığım tatilin içinde buluvermiştim. Manzara karşısında hayallere dalmışken “Köy kahvaltımız hazır, çay da demlendi. Yumurtalarımızı soğutmayalım, buyurun!” sesiyle irkildim. İstanbul Gayrettepe’deki refah içindeki yaşamını bırakıp, Selimiye’ye yerleşen Kamil Dönmez’in ev sahipliği ise bu bahsettiklerimden çok daha fazlası… Hoş sohbeti ve keyifli hikayeleri olan misafirperver Kamil Bey ile tanışma ayrıcalığı için bile Selimiye’ye gelmeye değer…

Otelin en önemli artılarından biri sabah çok erken kahvaltıya gelme mecburiyeti yok. Her şey rahat burada, kahvaltı 09:00- 10:30 arası. Yani rahat rahat uyuyabilirsiniz. Kahvaltıda köy peynirleri, köy yumurtası, odun fırında pişmiş sıcacık köy ekmekleri, bahçeden taze nane, salatalık, bölgeden organik zeytinyağı, organik kırma yeşil zeytin, köy tereyağı, yine bahçeden toplanmış kara dutlarla yapılmış natürel reçel ve Marmaris balı… Semaverde demlenen çay, en kralından bir çay tiryakisine bile üst üste on bardak içirecek cinsten.

Tekne Keyfi

Selimiye tekne turları dendiğinde, bu işin uzmanı olarak ilk akla gelen Şener Kaptan ile yola çıkmak büyük şanstı. Üstelik Şener Kaptan, koyları ve Selimiye ile ilgili ilginç bilgileri bize anlatırken, yardımcı kaptan olan kızı Sıla da teknemizi kullanıyordu. Sonrasında yediğimiz leziz öğle yemeğinde ise Şener Kaptan’ın değerli eşinin imzası vardı. Sarımsak ve zeytinyağında kavrulmuş patatesler ile deniz levreği çok lezizdi. Selimiye’ye yolunuz düşerse, Şener Kaptan’ı sorun, bir aile işletmesi olan teknelerine binip koyları tek tek dolaşın ve olağanüstü Marmaris koylarının keyfine varın.

Tekne turu sırasında hemen her koyda 40 metreye varan derinliğe kadar denizin dibinde ne kadar canlı varsa her şeyi görebiliyorsunuz. En ufak bir dalga da mı olmaz? Tüm samimiyetimle belirtmeliyim ki, bugüne kadargüzel keyifli bir tekne turu yaptığımı hatırlamıyorum. Tarihi manastırın bulunduğu koydan görünüm, Türkiye’yi tanıtan turizm kitaplarına girebilecek cinsten bir manzara… Manastırın hemen yanında üç adet dilek ağacı var ve seyahat severler, özellikle de hanımlar tarafından bir bez parçasına dileklerin yazılıp, ağaca bağlanması neticesinde ilgi ile karşılanıyor. Teknemize doğru dönerken göz alabildiğine uzanan muhteşem bir deniz manzarası, tekneler ve denizin dibi maksimum berraklıkta olup gözle balıklar bile seçilebiliyordu. Sonrasında Korsan Koyu ve diğer iki koyda daha durulup, yüzmek için deniz molası verildi. Öyle dingin ve berraktı ki deniz, 2 kişi suya atlayınca, ben girmeyeceğim diyenleri bile beş dakika içinde suya sokmayı garanti ediyordu, nemiz tur esnasında Selimiye’nin merkezinde er alan yat limanında da durakladı ve çevre gezisi için mola verdi.

Damak Çatlatan Lezzetler

Selimiye denince Paprika Cafe’ye bir parantez açmakta fayda var. Zira tatlıları o kadar meşhur olmuş ki, ünü sınırları aşmış. Abramovich, Türkiye’de teknesi ile tura çıkmışken Selimiye’ye Paprika’nın ününü duyduğu tatlılarını yemek üzere yanaşmış, birkaç tatlı yiyip buradan ayrılmış.

Kafe, anne, baba ve oğul tarafından işletiliyor. Aylin Hanım, dünyanın birçok mutfağında denediği lezzetleri Türk damak tadına uygun tatlılar haline getiriyor. Oğlu Sedat Bursalı ise, gelen misafirleri kapıda güler yüzle karşılayıp, kaliteli hizmet vermek için adeta çırpınıyor. Paprika’nın kendine özgü ürettiği menüsünden seçtiklerim; Haşhaşlı irmikli kek, Ananaslı muhallebi, keçiboynuzlu muhallebi, badem sütlü chia tohumlu puding ve çilekli magnolia. Yaz aylarının favori tatlıları arasında ise; pişmaniyeli tiramisu, enginar tatlısı, beşamel soslu kabak tatlısı, balkabaklı cheesecake, İngiliz marmelatı, süt reçeli ve acı biber reçelleri… Hepsi son derece leziz. Şerbetli tatlı veya dondurma yemek isterseniz, Galip Oktay Şen’in işlettiği Loşta Tatlıcısı’na mutlaka uğrayın. Galip Bey’in Rodos Baklavaları, Loşta tatlısı ve tatlı poğaçası damak çatlatan lezzetler. Hele bir de saf keçi sütünden yapılma dondurmaları var ki, bu kadar güzelini yiyemezsiniz desem yeridir. Mutlaka deneyin.

Ve Alışveriş

Selimiye Köyü’nde bir diğer güzellik ise hediyelik ve kaliteli ev eşyası arayanlar adına Severin-TaTakı Mağazası… İstanbul’dan Selimiye’ye yerleşen, SeverAyarcı’nın aile işletmesi olarak kurduğu Severin’de el boyaması kuş evleri, balık şeklinde tabaklar, el boyaması eşi benzeri olmayan magnetler, el emeği göz nuru seramik ev eşyaları, el boyaması tekstil ürünleri ve daha pek çok orijinal ürün sebebiyle saatlerce dükkanda dolaşma ihtiyacı hissediyorsunuz. Bir şeyler satın almadan çıkmanıza da imkan yok diyebilirim! Selimiye’de aynı yol üzerinde 3 ayrı dükkan ve atölyeye sahip olan Severin-Ta Takı mağazasında, eşi olmayan tek üretilmiş yüzüklere hayran kalacaksınız. Buradan alışveriş yaptığınızda bileceksiniz ki, sadece size özel eşsiz bir ürüne sahipsiniz, bu da keyifli birduygu olsa gerek… Marmaris’in Selimiye Köyü’ne geldiğinizde çevreyi gezmek isterseniz, Bayırköy’de tarihi Çınarlı Meydan, Turgut’ta şelaleler eşliğinde olağanüstü bir doğa ve henüz bozulmamış güzellikleriyle Bozburun ve Marmaris merkezine de uğramanızı öneririm.