Mısır, Afrika ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada yer alan resmi adıyla Mısır Arap Cumhuriyeti’ne bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?

25 yıllık Turizm Bakanlığı’ndan İngilizce ve Arapça dillerinden kokartlı turist rehberi olarak bir dönem en çok gittiğim ve ‘Miss Egypt’ diye seslenilen, hatta dönemin Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’ten ülkeye olan katkım dolayısı ile plaket alan bir rehber olarak belki günün birinde sizlerle birlikte de Mısır’a gidebiliriz.

Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan Mısır’ın tarihi MÖ 5000 yılına dayanır. Afrika ve Asya arasında köprü; Avrupa, Hindistan ve Uzakdoğu deniz ulaşımında bir geçit olan Mısır, stratejik konumuyla tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Firavunlardan, Antik Mısır Tanrılarına, Bizans’tan, Roma İmparatorluğu’na, Memlüklere, Osmanlılardan, Napolyon Fransasına kadar pek çok farklı medeniyetin ve kültürün hala izlerini taşıyan 7000 yıllık geçmişi olan bir ülkedir Mısır. Elbette kelimelerle anlatılamayacak kadar zengindir. Yaklaşık 7000 yıllık tarihi bir geçmişe sahiptir. İnsanoğlunun binlerce yıl önce kurduğu sanat ve bilim yönünden en etkileyici ve tarihteki ilk medeniyetlere ve uluslara ev sahipliği yapmış medeniyetlerinden biridir. Yavuz Sultan Selim döneminde Mısır’da başlayan Osmanlı hakimiyeti 285 yıl sürer.

Dünyanın en kalabalık 15. ülkesi olan Mısır, yaklaşık 100 milyon nüfusa ve 1.002.450 km2 yüzölçümüne sahiptir.

Halkının çoğunluğu müslüman olsa da hıristiyan Mısırlıların nüfusa oranı her geçen yıl artmaktadır. 1992 yılında Arap Dili ve Edebiyatı okuduğumda ilk kez gittiğimde oranları yüzde 4 iken günümüzde bu oran yüzde 20’lerdedir. Müslümanlar cuma günü tatil yaparken Hıristiyanlara, cumartesi ve pazar tatildir.

Sonsuz çöl ile uçsuz bucaksız vahaları, Nil Nehri ile Kızıl Deniz’i, lüks ile sefaleti, dünyanın en iyi zincir otellerinin bir kaç oteline giden lüks arabaların yanında at arabalarını, şatafatlı yatların yanında filikaları ile tezatlar hep yan yanadır. Tüm zıtlığına rağmen insanları güler yüzlü ve mutludur.

Bizim Mısır dediğimiz sözcük Arapça büyük şehir, metropol, başkent anlamına gelen “Mısr”dan gelir. Egypt ise Mısır’ın müslüman olmadığı dönemlerden kalmadır. Yunan’da bu diyara “aigyptos” demiş ve günümüze “Egypt” olarak ulaşmıştır. Arapça’da kelimelerde sesli harf olmaz ve üç harften oluşur. Mısr’da “Mim” (M) , “Sad” (S) ve “Ra” (R) harflerinden oluşur. Her harf, ülkenin geçirdiği ve ülke halkının yaşadığı bir dönemi anlatır. “Mim” (M) harfi, meşakkat içindir; ülkenin tarihindeki zorlu süreci ifade eder. “Sad” (S) harfi, sabrı anlatırken “Ra” (R) harfi, ‘refahı ifâde eder. Yani, “M – S – R” (Mim – Sad – Ra) harflerinden oluşan “Mısır” adının anlamı “Meşakkat – Sabır – Refah”

Biz insanların en temel ihtiyacı sudur. Geçmişte medeniyetlerde su ihtiyacını karşılamak için su kenarlarına yerleşmişlerdir. Mısır topraklarının %95’i çöllerden oluşur. Güneyden kuzeye doğru içinden geçem ve en büyük hayat kaynağı olarak bilinen Nil Nehri boyunca hem yerleşim hem de yeşil alanlar kalan %5’lik kesimi oluşturur.

Nil sulama kanallarımda nilüfer ve bambu; doğu çöllerinin yağış alan bölgelerinde ılgın, akasya, çeşitli dikenli çalılar, küçük etli bitkiler ve kokulu otlar, kereste kaynağı olarak da demirağacı yetişir. Ülkenin kuzey bölgesinde iğne yapraklı ağaç olan Fenike ardıcı görülür. Vahalarda ise çeşitli palmiye türleri vardır.

Nil nehri, Dünya’nın 6,853 km uzunluğu ile en uzun ikinci nehridir. Havzası Afrika kıtasının onda birini kaplar. 9 ülkeden geçer. Bunlar: Mısır, Sudan, Burundi, Ruanda, Kongo, Tanzanya, Kenya, Uganda, Etiyopya’dır. En uzun Geçtiği ülke Mısır’daki uzunluğu 1500 km’dir.

Burundi’de Doğu Afrika Göller Bölgesi’nden doğar. Bu noktada nehrin adı Kagera Nehri’dir. Güneyden kuzeye doğru akar ve nehrin bu akış yönüne göre antik Mısır’da Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır olarak ikiye ayrılıyordu ve üç ana kolu vardır. Bunlar: Beyaz Nil Nehri, Mavi Nil Nehri, Atbarah Nehri’dir.

Kagera Nehri, Tanzanya, Uganda ve Ruanda sınırlarını oluşturarak Victoria Gölü’ne katılır. Gölden çıktıktan sonra Sudan topraklarına girer ve Gölden çıktıktan sonra Sudan topraklarına girer ve Sudan’da Mavi Nil ile birleşir. Mavi Nil Etiyopya’nın orta kesiminde doğar ve Beyaz Nil’e Hartum yakınlarında doğu kıyısından katılır. son büyük kolu olan Atbera Nehri Aswan Barajı’ndan Mısır’a girerek kuzeye doğru akar ve Kahire yakınlarında “Nil Deltası”nı oluşturur ve İskenderiye ile Dimyat’tan Akdeniz’e dökülür.