AVM sektörünün ulaştığı rekabet düzeyi yeni açılan her AVM ile daha da zorlaşıyor. Artık kimliği olan, doğru konsept ve bileşenle öne çıkan, doğru yönetilen ve teknolojiyle yeni nesile ayak uydurabilen AVM projeleri başarılı.
Türk tüketicisi, modern alışveriş merkezi kavramıyla ilk kez 1988 yılında İstanbul’da, Ataköy’de açılan Galleria ile tanıştı. Aradan geçen 30 yıla yakın zamanda ise büyük yol katedildi. Yatırımlar birbirini izledi. 2000’li yılların gelmesiyle Türkiye’de AVM yatırımları büyük bir ivme kazandı. Bugüne kadar yapılan milyar dolarlık AVM yatırımı tabloyu açıkça ortaya koyuyor. Yapılan yatırım sonucunda 400’e yakın AVM hayata geçti. Toplam kiralanabilir alan 11 milyon metrekareyi aştı.
Türkiye genelinde AVM yatırımlarının yerli ve yabancı sermaye dağılımında yerli yatırımcıların alan bazında yaklaşık yüzde 70 oranla önde olduğu görülüyor. Toplam 11.000.000 m2 kiralanabilir alanın yaklaşık 7.8 milyon m2’sinde yerli yatırımcı yer alıyor. Yabancı sermayenin içinde bulunduğu kiralanabilir alan, toplam alanın yüzde 25’i seviyesinde bulunuyor. Proje halinde olan AVM yatırımlarının yerli ve yabancı sermaye dağılımında ise yine bu alanlarının yüzde 75 oranında yerli sermaye tarafından geliştirildiği görülüyor.
AVM’lerin Türkiye’deki sorunlarına gelince… Öncelikle çok sayıda AVM’nin benzer marka karmalarıyla tüketicinin karşısına çıkması yatırımın geri dönüş süresini uzattığını söyleyelim. Bu nedenle AVM’ler yatırımcıların beklentilerini karşılayamadı. AVM’lere girmek için kıyasıya yarışan perakendeciler de istedikleri ciroları ya- pamayınca bu konudaki iştahlarını kaybetti. Yüksek kira şikayetleri hiç olmadığı kadar sık gündeme geldi. Dolarla kiralanan mağazalar yavaş yavaş boşalmaya başladı. Değişen dengeler nedeniyle birçok AVM, hastane, otel veya atıl bina olmaktan kurtulamadı.
Bir diğer sorun da AVM’lerin homojen şekilde yayılamaması oldu. Ankara ve İstanbul’da birçok bölge gereğinden fazla AVM ile doldu ve yıllarca eritilemeyecek bir stok ortaya çıktı. Bundan sonraki yatırımın yönünün emlak patlamasına katılamamış büyük iller ve 2’inci derece Anadolu illeri olması bekleniyor.
Piyasada rekabet gittikçe zorlaşıyor. Artık alışveriş merkezi üretiminde ekonomik kayıp yaşanmaması için üretimin doğru yerde ve büyüklükte yapılması her zamankinden daha fazla önem taşıyor. İhtiyaçların planlanan arz ile eşleşmesi gerekiyor. Aksi takdirde doymuş gibi görünen pazarlar doymamış gibi görülerek yatırımcıyı hayal kırıklığına uğratabilir. Plansız proje geliştirmenin olumsuz sonuçlarını artık ölçülebiliyoruz. Gelecekte de fonksiyonunu yitiren AVM’ler olacak, ancak kayıpların geri dönüşü de mümkün. Araştırma sonuçlarına baktığımızda ortalama AVM büyüklüğünün artış trendi içinde olduğunu görüyoruz.
Avm Sektörü 2018’de Nerede Olacak?
Türkiye genelinde AVM’ye olan talep doğrultusunda stok ve ihtiyaç verilerini göz önüne alarak proje açığını da saptayan araştırma sonuçlarına göre, 2016 sonu ülke stoğu yaklaşık 11 milyon m2 olarak görülüyor. Deklare edilen AVM’ler açılırsa sektörün 2018 sonunda 14 milyon m2 alana sahip olacağı belirtiliyor.
Bundan sonra AVM’lerde farklılaşma daha da belirginleşecek. Fiyat, sosyal alan ve eğlence, yaşam ve fonksiyonel odaklı olmak üzere AVM’ler kategorilere ayrılacak. Farklılaşmanın önündeki en büyük engel, ulusal çapta faaliyet gösteren perakende markalarının sayısının az olması. Bugün AVM’lerde aktif ulusal markaların sayısı 250’yi geçmiyor. Bunların içerisinde halen sıkıntıda olmayıp da yayılan marka sayısı ise bunun yarısı. Böyle olunca AVM’lerin çoğunda aynı markalar yer alıyor. Önümüzdeki dönemde hem yerli hem de yabancı marka sayısı artırılabilirse farklılaşma daha kolay olacak.
Yapılan araştırmalar, yeni nesil AVM’lerin cirosal büyümeye ciddi katkı sağladığını ortaya koyuyor.
Bu kapsamda, cadde AVM’leri, açıkhava AVM’leri, tematik AVM’ler, ihtisas çarşıları ve karma kullanım AVM konseptlerinin farklılık yaratarak farklı taleplere cevap verebildiği, AVM sayısının artışı ve rekabetin zorlaşmasına paralel olarak geliştiricilerin yenilikçi arayışlara yöneldiği belirleniyor. Bu yönde mimaride farklılık, sosyal aktivitelerde çeşitlilik, ölçeklerde büyüme ve çocuklara verilen değer öne çıkan faktörlerin başında geliyor. Öte yandan, medya kullanımı son dönemde daha da yaygınlaşıyor. Tüketicinin daha fazla vakit geçirmesi ve harcama yapması için dijital platformalar daha etkin kullanılıyor.
Diğer yandan, tercihlerde mesafe ciddi bir belirleyen olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak AVM sektörünün ulaştığı rekabet düzeyi yeni açılan her AVM ile daha da zorlaşıyor. Artık kimliği olan, doğru konsept ve bileşenle öne çıkan, doğru yönetilen ve yeni nesile ayak uydurabilen AVM projeleri başarılı olacaktır.
Kanyon 10 Yaşında
Mağaza seçkisi, gelenekselleşen etkinlikleri, misafirlerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına cevap veren imkanları ile alışveriş deneyimini yaşam tarzı ile buluşturan bir destinasyon olan Kanyon, 10. yılında da kendini sürekli yenileyen yapısı ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Özgün mimarisi, marka seçkisi ve her zevke hitap eden restoranları ile sabah kahvelerinden öğle yemeklerine, iş toplantılarından keyifli akşam yemeklerine kadar iyi vakit geçirirken yeni lezzetler keşfetmek Kanyon’da mümkün. Kanyon, Harvey Nichols, Machka, Marks& Spencer, GAP, Massimo Dutti, MaxMara, Vakko, ergonomik ve hafif yapısı ile stil sahibi aynı zamanda rahatına düşkün moda severler tarafından uzun zamandır Türkiye’ye gelmesi beklenen Cole Flaan gibi moda sektörünün en önemli oyuncularının mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Dönemsel olarak açılan pop-up mağazalarda ise sezonun en yeni parçaları moda tutkunlarına sürprizler yaşatıyor. Çağdaş tiyatronun gelişmesine büyük katkıları olan Dotkanyonda 3. sezonuyla izleyicileri ile Kanyon’da buluşuyor.
Kanyon’un Gastronomi Noktaları
Escale, restoran bar ve şarküterisiyle gün boyu hizmet verirken, misafirlerine bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Ünlü şef Can Oba’nın “Can Oba Tatlıları”, Didem Şenol’un “ayaküstü atıştırmalık büfesi” “Gramcorner” ve “Gram” ile Kanyon’da hizmet vermeye devam ediyor. Şef Civan Er, yeni konsepti “Tazele” ile gurme ve fast food gibi yan yana gelmesi çok güç iki kavramı bir araya getiriyor. Marka uzmanlarının, az ve özel buldukları kahve çekirdeklerini müşterilere sunmak için geliştirdikleri yeni konsept Starbucks Reserve yemek katında kahve severler ile buluşuyor. Menüsünde her şeyin organik ve doğal olmasına özen gösterilen ve kendinizi tamamen açık havada bulabileceğiniz “Suvla” ve geleneksel Türk mutfağını modern dünya mutfağıyla harmanlayıp sunan “Nev” ise Kanyon’a iddialı bir giriş yaparak, şimdiden müdavimlerini oluşturdu.
Ayaküstü Lezzetler Kanyon’da
Renkli tasarımıyla Kanyon’un sürprizlerinden olan Gurme Mobil, her ay birbirinden lezzetli konuklarıyla Kanyon ziyaretçilerine farklı lezzetleri tattırıyor. Datça Murat Çiftliği’nin taptaze ürünleriyle Organikanyon, her Cuma Kanyon’da tezgah açıyor. Detoks içecekleri ve sağlıklı atıştırmalıkları ile Juico, Kanyon’daki corner mağazası ile karşınızda. Petra Roasting Co. Kanyon giriş katındaki kahve standı ile al götür kahve deneyimini bir adım öteye taşıyor.
İlham Verici Alışveriş Deneyimi : ZORLU AVM
İstanbul’un tam kalbinde benzersiz bir yaşam alanı yaratan Zorlu Çenter, İstanbul’a değer katan uluslararası bir cazibe merkezi olarak “şehrin buluşma mekanı” haline geldi.
Zorlu Center’ın diğer fonksiyonları Performans Sanatları Merkezi, Raffles Hotel, ofis ve konutlarla oluşturduğu güçlü sinerjinin yanı sıra, eşsiz marka karması, Michelin yıldızlı restaurantları, açık ve kapalı alan konsepti ile sadece İstanbul’un değil Avrupa’nın da en çekici alışveriş merkezlerinden birisi olarak gösteriliyor.
Türkiye’ye ilk defa gelen Eataly, Tom’s Kitchen ve Morini gibi restoranların yanı sıra Cantinery, Parle, Hacı Abdullah ve Welldone gibi yerli restoranların yepyeni konseptleri Zorlu Çenter Alışveriş Merkezi’nde istanbullular’la buluşuyor.
GELENEKSELİN ÇAĞDAŞ YORUMU: ARCADE
Raffles İstanbul Zorlu Center’ın açılmasıyla artan yabancı ziyaretçiler de göz önüne alarak yerli ve yabancı mücevher ve tasarım markalan ile güçlendirilen Raffles Arcade en seçkin markalarla klasik ve yenilikçi trendleri bir araya getiriyor. Günümüz ile geçmiş arasındaki uyumu sembolize eden Raffles Arcade; Anatoli, Atilla Karat, Aigner, BVLGARI, B Point, Greenvvich, Franck Muller, Haremlique, Kafkas, Kvvanpen, Moncler, Mont Blanc, Pomellato, Rotap, Sevan Bıçakçı, Sponza, Sırmaison, Tiffany & Co. ve Urart gibi markalarla Zorlu AVM’nin zengin karmasıyla mükemmel bir uyum sergiliyor.
AYRICALIKLI MARKA KARMASI
Valentino, Dölce & Gabbana, Dior, Saint Laurent, Tiffany & Co., Fendi, Luis Vuitton, Prada, Burberry, Roberto Cavalli, Michael Kors, Moncler, Mont Blanc, Tory Burch ve Max & Co gibi moda devlerini aynı çatı altında buluşturan Zorlu Alışveriş Merkezi, Beymen, Vakko, GAP, Pinko, Façonnable, Lacoste,
Gant ve Tommy Hilfiger gibi cazip moda markalarının yanısıra 3 bin metrekarelik alanı ile Türkiye’nin en büyük H&M mağazasına da ev sahipliği yapıyor.