Bir Afrika Seyahatinin Öyküsü: Gezgin Ali Eriç’in Kaleminden TurAfrika

Gezgin Ali Eriç, büyük ilgi gören “İstanbul’dan İstanbul’a Bir Dünya Seyahatimin ardından bu defa Afrika seyahatini kaleme aldı. Kendi aracıyla ilk kıta aşırı uzun seyahatini Afrika’ya yapan Eriç; 13 ülke, 6 ay ve yaklaşık 30 bin kilometre sonra Nisan 2006’da Cape Town’da sona eren bu benzersiz yolcuğunun anılarını “TurAfrika” adlı yeni kitabında derledi.
ODTÜ Makine Mühendisliği mezunu olmasına rağmen, önüne geçilemez seyahat tutkusunu ve üniversite yıllarında başlayan dört çeker arazi aracı merakını takip eden Ali Eriç, kendisine sürekli seyahat imkânı tanıyan telekomünikasyon sektörünü tercih etti. Eriç 2004 yılında ise, başarıyla sürdürdüğü profesyonel hayatını “rölantiye” almaya ve hayallerini gerçekleştirmeye karar verdi.
Başarılı bir işadamıyken, kaçırdığı hayatı yeniden yakalamaya ve bir gezgin olmaya karar veren Ali Eriç; kendi aracıyla ilk kıta aşırı uzun seyahatini Afrika’ya yaptı. 2005 yılının Ekim ayında özel yapım arabasıyla İstanbul’dan Afrika’ya doğru tek başına yola çıkan Eriç’in bu tek kişilik macerası, yaklaşık 30 bin kilometre ve 13 ülke kat ettikten sonra, Nisan 2006’da CapeTown’da sona erdi.
ülke kat ettikten sonra, Nisan 2006’da CapeTown’da sona erdi. ilk seyahatinden aldığı ilhamla kıta aşırı ikinci ve büyük seyahatini ise yine aynı araçla dünyanın çevresini dolaşarak gerçekleştirdi. Bu seyahatte de yine İstanbul’daki evinin önünden yola çıkan Ali Eriç, tam 3 yıl 1 ay 10 günde 5 kıta ve 39 ülkeyi aşarak 132,000 kilometrelik rotasını Haziran 2012’de bitirdi. Böylece, Türk plakalı bir araçla yapılan ilk dünya seyahatini gerçekleştiren gezgin, ilk kitabı olan “İstanbul’dan İstanbul’a Bir Dünya Seyahati”ni bu ikinci ve büyük seyahatindeki anılarından derledi.

ilk kitabının satış başarısından ve gördüğü ilgiden cesaret alan Ali Eriç, aslında hiç planda olmayan ikinci kitabını ise ilk yaptığı Afrika seyahati için hazırladı. Eriç, çölün gizeminden Nil’in büyüsüne ve Afrika’nın etkileyici vahşi doğasına uzanan bu ilham verici Afrika seyahati ile ilgili anılarını “TurAfrika” isimli ikinci kitabında topladı. CiniusYayınları’ndan çıkan “TurAfrika” adlı kitap, tüm kitapçılarda ve internet üzerinden kitap satışı yapan sitelerde meraklı okurları bekliyor.
Ali Eriç 2005 yılı Ekim ayında İstanbul’daki evinin önünden yola çıkmış, 6 ayın ardından ve 30,000 kilometre yol kat ettikten sonra Güney Afrika’nın CapeTown kentinde yolculuğunu sonlandırmış. Toplam on üç ülke geçmiş bu yolculuğunda. Önce Ortadoğu’da Suriye ve Ürdün topraklarını bitirdikten sonra feribotla geçtiği Mısır’ın Sina yarımadasında Afrika kıtasına tekerlek basmış. Bundan sonrası heyecanlı birserüven… Yer yer tehlikeli, yer yer sakin geçen yolculuğunun her anından büyük bir keyif almış Ali Eriç. Birbirinden farklı coğrafyalarda, kimi zaman çölün zorlu koşullarında araba kullanmanın zevkini yaşamış.Yine farklı kültürlerle tanışmış, değişik adetlerle karşılaşmış. Ali Eriç’in en çok zorlandığı güzergâh Sudan’ın çölleri ve Kenya’nın kuzeyindeki arabalı gezginlerin korkulu rüyası olan Moyale-Marsabit yolu olmuş. Şimdilerde o yol artık pırıl pırıl asfalt olmuş, diyor
Eriç. Suriye’nin şimdiki haline de çok üzülüyor. Kendi geçtiği zamanlardaki o güzelim Halep şehrinden eser kalmadığını, o tarihi Palmira kentinin göz kamaştırıcı yapılarından bir kısmının yerle bir edildiğini belirtiyor.
Ali Eriç seyahati için uzun bir hazırlık süreci yaşamış. Seyahatine başlamadan önce bir senelik bu sürecin son beş ayı da aracını böyle meşakkatli bir yolculuk ve o süre içerisinde kendisinin de -özellikle konaklamasını da sağlayacağı- tüm gereksinimleri için hazırlamakla geçmiş. “Seyahatle ilgili birçok yazılı kaynakları değerlendirdim ve çok okudum” diyor, Ali Eriç.
Bu seyahatin tamamlanmasından sonra 2009 Mayıs’ında bir başka kıta aşırı yolculuğa; bu sefer beş kıtayı kapsayan ve dünyanın çevresini dolaşan bir başka seyahate çıkmış Ali Eriç. Üç yılı aşkın süren bu yolculuğunda da yine aynı araçla ve yine tek başına 132,000 kilometre ve 39 ülke aşmış. İstanbul’daki evinden başladığı bu yolculuğu da yine İstanbul’da son bulmuş. Bu büyük Dünya seyahatiyle ilgili anılarını da 2016 senesinde, yine Cinius Yayınlarından çıkan “İstanbul’dan İstanbul’a Bir Dünya Seyahati” kitabında toplamış.
Ali Eriç bu iki büyük kıta aşırı seyahatleri dışında sık sık farklı ülkelere yaptığı seyahatlerle de gezgin ruhunu canlı tutuyor. Bundan sonrası için de bu kısa seyahatlerinin dışında büyük projeleri var Eriç’in. “Ama bir daha o büyük seyahatler kadar aylar, yıllar süren seyahat programı yapmak istemiyorum” diyor. Daha kısa süreli, belki en fazla birkaç aylık ve daha az ülkeyi kapsayan seyahatlerle devam edecek hayatına.
Ali Eriç’in kitapları, yaptığı seyahatler boyunca başından geçenleri gün be gün anlatmanın yanı sıra; gittiği, gördüğü ülkelerin tarihi, sosyal ve politikyaşamıyla ilgili okudukları ve dinledikleri bilgileri de aktardığı ilginç kaynaklar. Seyahate ilgi duyan, farklı coğrafyaları merak eden, bu yerlere gitmeyi düşünen kişilerin mutlaka alıp okuması gereken eserler. Kitapları belli başlı kitapçılarda ve internetten kitap satışı yapılan tüm sitelerde satılmakta.

ALİ ERİÇ HAKKINDA
Ali Eriç 1959 yılında Ankara’da doğdu, ilkokul yıllarından itibaren saplantı haline gelen Makine Mühendisliği mesleğini öğrenme fikri 1982 yılı Temmuz ayında gerçekleşti. ODTÜ’lü yıllarında okul kütüphanesindeki yabancı dergilerden görerek başlayan dört çeker arazi aracı merakı ve çok daha eskilere dayanan önüne geçilemez seyahat tutkusu, mezuniyetinden sonra her ikisini de kendisine sunan bir iş bulmasıyla mesleğini terk etmesine neden oldu. Böylece Makine Mühendisliği diplomasını bir daha kullanmamak üzere duvara astı. Artık bir telekomünikasyonuydu.
Yıllarca, başta ve uzunca süre Türkiye’nin hemen her yerinde, daha sonra zaman zaman yurt dışında da dağda taşta arazi arabalarıyla gezdiği bir işle uğraştı. 1994 yılına kadar çeşitli yabancı ve yerli firmalarda aynı işi sürdürdükten sonra, maaşlı çalışmanın profesyonel kariyerine katacağı daha fazla bir şey olmadığına karar verip, o zamana kadar edindiği tecrübeleri ve emeğini değerlendirebileceği, kendine ait bir iş kurmaya kararverdi. Bu kararıyla başlayan süreç, gittikçe ve ivmelenerek artan bir iş temposu, oldukça kalabalıkbirpersonel kadrosunun çalıştığı bir şirketin tüm sorumluluğu, Türkiye’de serbest çalışmanın vazgeçilmezleri olan riskleri dibine kadar yaşamanın yıpratıcılığı derken, 2001 yılında hayatı daha ‘çekilir’ hale getirmeye karar verdi. Şirketi radikal bir kararla ve işin ağırlıklı bölümünü oluşturan hizmet kısmını tasfiye ederek, önemli oranda küçülttü. Bu tarihten itibaren, yönetimle ilgili sorumluluklarını yavaş yavaş genç ortaklarına devretmeye başladı. 2004 yılında yaşantısının profesyonel bölümünü ‘rölantiye’ almaya, kaçırdığı hayatı yeniden yakalamaya karar verdi. Hayallerini gerçekleştirme zamanı gelmişti.
ilk uzun seyahatini, yine çocukluktan beri cazibesinden kurtulamadığı Afrika’ya yaptı. 2005 yılının 15 Ekimi’nde İstanbul’dan arabayla tek başına başladığı yolculuğu, yaklaşık 30 bin kilometre kat ettikten sonra, Nisan 2006’da CapeTown’da sona erdi. Bu seyahatten sonra iki yıl sabredebildi ancak. Ve nihayet esas hayali olan dünya seyahatini gerçekleştirmeye karar verdi. Yine kendi arabasıyla, yine tek başına, yine İstanbul’da evinin önünden başlayarak… 6 Mayıs 2009’da başladı bu macera. Sürekli doğuya giderek, tam üç yıl bir ay on gün sonra; toplam beş kıta, otuz dokuz ülke ve 132 bin kilometre yapıp yine İstanbul’da evinin önünde tamamladı seyahatini.
1986 yılında, daha İstanbul’da yaşamak fikri yokken evlendi. Buket’in işi ve İstanbul’un iş olanakları açısından taşıdığı avantajlar nedeniyle 1987’de Ankara’yı bir daha dönmemek üzere terk etti. 1990 yılında bir oğulları oldu. Alican Melbourne/Avustralya’da, Monash Üniversitesinde Endüstriyel Tasarım bölümünde lisans eğitim
Ali Eriç’in yaptığı bu büyük macera seyahatleriyle ilgili iki kitabı yayımlandı, ilki olan “İstanbul’dan İstanbul’a Bir Dünya Seyahati” (CiniusYayınları, 2016), yaptığı büyük Dünya seyahatiyle ilgili anılarını kapsamaktadır, ikinci kitabı “TurAfrika”da ise (Cinius Yayınları, 2017), Dünya seyahatinden önce yaptığı ilk kıta aşırı Afrika seyahatini anlatmakta.