Fashion & Travel Magazine İlkbahar 2022 Sayısı Çıktı
Bir gece twitter’a baktım ve Rusya-Ukrayna savaşının başladığını öğrendim. Aklıma 90’larda televizyondan canlı canlı izlediğimiz körfez savaşları geldi. Savaş hep var. Her nesil farklı yaşıyor savaşı.
Annem çok küçükken Amerika, İkinci Dünya Savaşı’na girmiş. Polonya göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Amerika’da doğan dedem, hem dört çocuğu olduğu, hem de artık çok genç olmadığı için İkinci Dünya Savaşı’nda askere alınmamış ama bir silah fabrikasında çalıştırılmış.
Babam ise askerliğini Kore’de yapmış. Savaş sona erdikten sonra giden askerlerimiz arasındaymış. O zaman askerlik iki yıl. Hayatının tam iki yılını savaştan yeni çıkmış ve bölünmüş Kore’de geçirmiş.
Babam, doğma büyüme İstanbullu olsa da kendi babası Rize, Çamlıhemşin’den Rusya’ya çalışmaya gitmiş ve orada Kızıl Devrim’e yakalanmış bir Karadenizli’ydi. Dedem, Ukraynalı babaannemle Moskova’da tanışıp evlenmiş. Devrimden kaçmak zorunda kalınca da biriktirdikleri paraları (manatları diye anlatırlardı) paltolarının astarına dikip İstanbul’un yolunu tutmuşlar. Babaannem de bir daha memleketine gidememiş. Ailesinden hiç kimseyi bir daha görememiş çünkü ortada farklı bir savaş varmış; soğuk savaş. Babaannemin Ukrayna’nın Melitopol kentinden olduğunu babam öldükten yıllar sonra en büyük amcam söylemişti. Hatta gerçek ismini de aynı gün öğrenmiştim. Darya’ymış adı. Ruslardan ve komünizmden o kadar korkulurmuş ki, gerçek adı, nereli olduğu hiç söylenmezmiş.
Melitopol, Ukrayna’nın güney doğusunda bir kent. Savaş başladıktan birkaç gün sonra Rus birlikleri tarafından ele geçirildiğini televizyondan öğrendim. Bu arada Ukrayna’nın kuzey batısındaki kentlerden de binlerce insan Polonya sınırını geçip savaştan kaçıyordu. Polonya halkı onları bağırlarına bastı. Tüm bu gelişmeleri televizyondan, sosyal medyadan izlerken Amerikalı annem ile Türk babamın aslında dünyada ne kadar yakın bir coğrafyadan olduklarını farkettim…
Kendi oğlum büyüyünce savaşlar nasıl yaşanacak diye merak etmeden duramıyorum. Dünya küçüldükçe savaşlar büyür çünkü, çok daha geniş coğrafyalara yayılır.
2022’nin tüm dünyaya barış getirmesi dileğiyle…