MASAL DİYARI KAPADOKYA
Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Amasya ve Kayseri illerinden geniş bir coğrafyayı içine alan ve genel olarak Kapadokya denilen bölge, bundan yaklaşık 60 milyon yıl önce, Erciyes Dağı, Güllü Dağı ve Hasan Dağı’nın yarattığı volkanik arazinin küllü ve yumuşak tabakasının, milyonlarca yıl boyunca rüzgar ve yağmur suları ile aşınması ile peri bacalarının şekillendiği, oldukça karakteristik bir bölge. Tatilbudur.com ev sahipliğinde düzenlenen gezide, Türkiye’nin en değerli turizm destinasyonlarından biri olan ve sahip olduğu kültürel değerler ile UNESCO Dünya Mirası Koruma Listesi’ne giren Kapadokya’yı keşfe çıktık.
Günümüzde Kapadokya, 250 kilometrekarelik geniş bir alana yayılıyor. Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Amasya ve Kayseri illerinde bulunan bölgeleri içeren çok geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Buraya geldiğiniz ilk günden anlayacaksınız ki Kapadokya, doğası, tarihi, ve efsaneleriyle, sanat, kültür, spor, eğlence ve romantizmi bir potada eriterek başlı başına kendine has bir dünya vaad eden bambaşka bir yer. Tatilbudur.com ile çıktığımız üç günlük Kapadokya gezisinde ekip olarak günde ortalama 17.000 adım attık, uykuya az vakit ayırdık. Benim ilk önerim; bu geziye bir haftadan az zaman ayırmamanız ve kesinlikle iyi bir gezi planı yapmanız. Biz, kendi sektöründe 21 yıldır, TatilBudur ailesinde ise 11 yıldır Anadolu’nun bilinmeyen hikayelerini bize aktaran rehberimiz Mustafa Şener ile yola çıktık. Üç gün boyunca keyifli anlatımlarıyla bize eşsiz bilgiler verdi.
Biz tur kapsamında bölgenin öne çıkan rotaları olan Uçhisar, Güvercinlik, Avcılar Vadisi, Kaymaklı, Ihlara Vadisi ve Ağaçaltı Kilisesi, Zelve Vadisi, Devrent Vadisi, Paşabağ Vadisi, Üç Güzeller peri bacaları ve Göreme Açık Hava Müzesi gibi yerleri gezdik. Hakkı Atamulu Kültür Parkı’nda yörenin taşından heykeltraş Hakkı Atamulu tarafından yapılan Türkiye’nin en büyük Atatürk heykellerinden birini gördük. Ayrıca yüksek kükürt oranı ile canlılığa çok da izin vermeyen Niğde sınırları içerisinde kalan krater gölü Narlı Göl ilk gün rotamızın içerisinde yer aldı. Yine bölgenin öne çıkan zanaatlarından olan Avanos’taki çömlek yapım atölyelerinden birine giderek çömlek yapımını gördük ve yapılan ürünlerin hikayesini dinledik. Kızılırmak’ın kırmızı toprağı, dört ay mayalandıktan sonra çömlek yapımında kullanılıyor. Avanos’ta Kızılırmak kıyısında yürüyüp Sallanan Köprü’den geçtik. Bölgede çıkan oniks taşından burada bulacağınız atölyelerde çeşitli süs eşyaları yapılıyor. Biz de bir tanesine uğradık ve alışverişimizi yaptık. Dönüş yolunda hoşgörüsü ile bambaşka bir medeniyet kuran Hacı Bektaş-ı Veli Dergahını ziyaret ettik, altında yatan felsefeleri ve öğretileri dinledik.
Kimler Geldi, Kimler Geçti?
Bu bölgedeki insan yaşamının izleri Paleolitik döneme kadar uzanıyor. Kapadokya; Asurlular, Hititler, Frigyalılar, Persler, Romalılar ve 1071 den sonra da Türk boylarının hüküm sürdüğü inanılmaz bir coğrafya.
Kapadokya, tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan şehirlerden biri olduğundan, Hititler döneminde, ticaret ile gelişen yerlerden biri haline geliyor. M.Ö. 12. yüzyıla gelindiğinde, Hitit İmparatorluğu çöküyor. M.Ö. 6. yüzyılda ise Pers İmparatorluğu, ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen Kapadokya’ya bugünkü ismini veriyor. M.Ö. 332’de Büyük İskender Pers İmparatorluğu’nu yenilgiye uğratırken, Kapadokya Krallığı kuruluyor fakat M.S. 17’de Kapadokya, Roma İmparatorluğu’nun bir parçası haline geliyor.
Üçüncü yüzyılda Kapadokya, bölgedeki doğal koşulların saklanmaya ve gizli yaşamlar sürmeye elverişli olması ile Roma baskısından kaçan Hristiyanların yerleştiği bir yer haline geliyor. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, yeraltı şehirleri bölgeyi Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
Yine bu dönemde, bölgede Arap akınları yaşanıyor. 11. ve 12. yüzyıllarda ise Selçuklular’ın etkisi görülüyor. Osmanlı Dönemi’nde ise sular duruluyor ve bölge sonunda huzura kavuşuyor. Kapadokya’da kalan son Hristiyanlar ise Lozan Antlaşması sonrası bölgeden göç ediyor.
Devrent Vadisi
Diğer ismi Hayal Vadisi olan Devrent Vadisi, birçok dizinin çekildiği ve çoğu Kapadokya tanıtımında kullanılan deve formundaki peri bacasının olduğu yer. Aslında Kapadokya’daki tüm vadilerin kendine has özellikleri var ama bu vadiyi özel yapan peri bacalarının birçok hayvan veya farklı objelere benzetilmesi. Gezdiğiniz sırada aslında sadece taş göreceğiniz bu bölgede bir deve, Karagöz ile Hacivat, kaplumbağa, Napolyon’un şapkası gibi çok sayıda nesnenin ve canlının taşa dönüştüğü fikri sizi de ele geçirecek.
Zelve Açık Hava Müzesi
Farklı inanışlara sahip iki toplumun aynı yer ve aynı zamanda yaptığı kilise ve camileri, birbirlerine ve dinlerine olan anlayış ve hoşgörüyü görmek isterseniz Zelve Açık Hava Müzesi’ni gezin derim. Vadi 1957 yılına kadar buranın halkı tarafından kullanılmış. Zelve, peri bacalarının en yaygın ve en güzel olduğu yer. Buradaki taşların pembemsi tonu çok etkileyici. Zelve’de doğa yürüyüşü yapabilir ya da farklı safari programlarından birine katılabilirsiniz.
Paşabağı (Rahipler Vadisi)
Zelve’ye beş dakika uzaklıktaki Paşabağı olarak da bilinen vadide Bizans döneminde tecrit edilmiş bir hayatı tercih eden kişiler yaşamış. Peri bacalarından birinin içinde Aziz Simeon adına yapılmış bir şapel ve birçok kaya yapıları bulunuyor. Mübadeleye kadar Rumlar burada yaşamayı sürdürmüş. Zelve ve Paşabağı aynı bilet ile gezilebiliyor aklınızda olsun. Ayrıca müzekart da geçerli.
Görem
Göreme aslında Nevşehir merkez ilçesine bağlı belde. Yani Ürgüp ve Avanos gibi bir ilçe değil ama Nevşehir’in en güzel Kapadokya deneyimlerini vaad eden yerlerinden. M.S 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar manastır hayatının yaşandığı bir yer. Kapadokya bölgesindeki en yoğun kaya otellerin ve restoranların bu bölgede toplandığını göreceksiniz. Çünkü Göreme konum olarak o meşhur sıcak hava balonlarının sabahın ilk ışıklarında yükseldiği vadilere bakıyor. Güzel coğrafyası ve Kapadokya’da gezilecek yerler ortasındaki merkezi konumu sebebiyle konaklama için sıkça tercih ediliyor.
Aşk Vadisi
Panoramik olarak en keyifli olan vadi Aşk Vadisi diyebilirim. Buraya Aşk Vadisi denilmesinin sebebi ise bu vadide evlilik tekliflerinin yapılmasıymış. Burada bir de Aşıklar Tepesi adında bir seyir bölümü var.
Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme Açık Hava Müzesi bölgenin en değerli kültür hazinelerinden biri. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanan bu yerde hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir. Soğanlı, Ihlara, Açıksaray, aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir. Kiliseler, iki tür teknikle boyanmıştır. Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan erken dönem boyama; ikincisi ise kaya üzerine yapılan secco (tempera) tekniği ile yapılan boyamadır. Bölgede en canlı renklerin kullanıldığı, tasvirlerin en net örnekleri burada yer almaktadır. Göreme Açık Hava Müzesi’nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Pantokrator Kilisesi, Malta Haçlı Kilise, Azize Catherine Kilisesi, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır. Bu yerlere ek olarak çökme tehlikesi olduğundan ziyarete kapalı 18 kilise ve 11 yemekhane daha var. Kiliselerin içinde harika duvar resimleri var ama fotoğraf çekmek yasak. Müze kart geçerli. Ama müze içinde bulunan Karanlık Kilise’yi gezmek için ekstra ücret ödemeniz gerekiyor. Göreme Açık Hava Müzesi, 1985 yılından bu yana doğal ve kültürel varlık olarak UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Uçhisar Kalesi
Bölgenin her yerinden görülebilen en yüksek peribacası olan Uçhisar Kalesi’ne çıkarak panoramik seyir yapın. Kaleden bütün göreme vadisini ve peri bacalarını görebilirsiniz. Eğer gün batımı saatlerinde balon uçuşları olursa kaleden balonları seyredebilir ya da günü burada batırabilirsiniz.
Güvercinlik Vadisi
Bu vadi ismini, zamanında burada yaşayan insanların kayalara oyarak açtığı güvercin yuvalarından alıyor. Güvercin evlerinin yapılma sebebi de güvercin gübresi elde etmek. Bu gübre son derece kaliteli ve pahalı. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan Nevşehir taşı, yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Güvercinlik Vadisi’nde trekking, vadi bisikleti, vadi koşusu ve yoga gibi etkinlikler çok popüler.
Üç Güzeller Peribacaları
Kapadokya’nın simgesi haline gelmiş bu üç peribacasına kısaca ‘Üç Güzeller’ deniyor. O klasik mantar şapkalı peribacası formunun en güzel göründüğü yer burası. Zaten Kapadokya’ya gelen birçok turistin fotoğrafının arka fonunda net bu üçlü var.
Ortahisar Kalesi
Ortahisar Kalesi, tüm Kapadokya bölgesinin en büyük peribacası. Adeta Kapadokya’nın bacası gibi Ortahisar’da tüm heybeti ile yükseliyor. Zamanında yaşanan savaşlarda güçlü bir kale görevi görmeye başlamasıyla daha sonrasında Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden de sığınak görevi görmüş. Bugün buraya çıktığınızda Ürgüp, Avanos ve Göreme’yi kuşbakışı görebiliyorsunuz.