NEW YORK MODASININ KRALİÇESİ DONNA KARAN

Kendi adını taşıyan markasının 30. yıldönümünü geçtiğimiz yıl kutlayan ünlü moda tasarımcısı Donna Karan ile New York Fashion Week’de Sonbahar 2015 koleksiyonunu sunmadan önce röportaj yapma imkanı bulduk. Donna Karan, moda, aile ve gezme tutkusu gibi pek çok farklı konuda ilginç şeyler anlattı.
FASHION&TRAVEL Geçen yıl markanızın 30. yılını kutladınız. Bu nasıl bir duyguydu?
DONNA KARAN Bir çok bakımdan inanılmazdı. En başta 30 yıl nasıl geçti sorusu aklınıza takılıyor. Sanki daha dünmüş gibi… Ama müthiş bir yolculuktu.
F&T Eğer baştan başlama imkanınız olsaydı, yine aynı şeyleri mi yapardınız?
DK Kesinlikle. Attığımız her adım bizi bu gün olduğumuz yere getirdi. Ve tasarladığımız kıyafetler zamanın sınavından geçti. İlk tasarladığım ‘Seven Easy Pieces/Yedi Kolay Parça’ koleksiyonu 30 yıl sonra hala geçerliliğini koruyor.
F&T Eğer moda tasarımcısı olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz?
DK Çocukken Martha Graham gibi dansetmek ya da Barbara Streisand gibi şarkı söylemek isterdim. Ya da ev hanımı olup annelik yapmak. Ayrıca lisede resim dersini çok sevdiğimden moda ilüstratörü olmak isterdim. Ama kader beni buraya, ait olduğum yere getirdi.
F&T Çok güçlü bir kadınsınız ve alanınızda da bir öncüsünüz. Anne Klein vefat ettikten ve siz de yeni doğum yaptıktan markanın baş tasarımcısı oldunuz. Bir kaç yıl sonra kendi markanızı kurdunuz ve modern kadınlar için modern kıyafetler tasarlamaya başladınız. Bunlar cesaret isteyen hareketler. Cesur olduğunuzu düşünüyor musunuz? Sizi en çok ne korkutur?
DK Bugünlerde otobiyografim üzerinde çalışıyorum ve yazarken bir çok şeyin aslında kader olduğu duygusuna kapılıyorum. Cesur olup olmadığımı düşünemeyecek kadar meşguldüm o yıllarda. Patronum Anne ölmüştü ve hazırlanması gereken bir koleksiyon vardı, ben de oturup onu tasarladım. Sonra, kendim ve arkadaşlarım için küçük bir koleksiyon yaratmak istedim ve bunu yapmanın tek yolu da kendi markamı oluşturmaktı. Bu noktaya geleceği hiç aklıma gelmemişti. Ben sadece ilerlemeyi, yaratmayı ve sorun çözmeyi biliyorum. Ama durup da konunun üzerinde çok düşünseydim, sanırım bu beni korkuturdu.
F&T Bize Donna Karan New York isminin hikayesini anlatır mısınız? Neden kendi adınızın yanına New York adını eklediniz?
DK On yıldır Anne Klein markası altında tasarımlar yapıyordum. Kendi şirketimi kurduğumda benim adımın bir şirketi taşıyacak ağırlığa sahip olmadığını hissettim. Ayrıca benim için fazlasıyla kişiseldi. Sonra üzerinde Maud Frizon paris yazan bir ayakkabı kutusu gördüm ve ‘Bir dakika dur’ dedim kendi kendime… ‘Donna Karan New York neden olmasın?’ Kulağa doğru geldi çünkü New York benden çok daha büyük, önemli. New York dünya demektir.
F&T Kendinizin ve arkadaşlarınızın giyeceği kıyafetler tasarladığınızı söylüyorsunuz. Ya DKNY? Bu acaba kızınızın ve onun arkadaşlarının giyecekleri bir marka mı?
DK DKNY iki sebepten ortaya çıktı. Birincisi genç kızım için giysiler tasarlamak istiyordum, ikincisi de benim bir kot pantolona ve onunla giyebileceğim giysilerden oluşan bir gardroba da ihtiyacım oluyordu. Her kadının iki tarafı vardır, biri işe giden ve akşamları dışarı çıkan tarafı, diğeriyse hafta sonları rahat giyinen, dinlenen tarafı. Havyar ve Pizza; ikisini de eşit olarak sevmelisiniz. DKNY başından beri yaşla değil yaşam tarzıyla alakalı bir marka oldu.
F&T Özel ilgi alanlarınız var mı? Sanat koleksiyonu yapıyor musunuz mesela?
DK Eşim Stephan sanatçıydı; heykeltraş ve ressam… Bu yüzden de sanat dünyası ile hep güçlü bağlarım oldu. Aynı dili konuşuyoruz. Kariyerim boyunca kıyafetlerimizin yanı sıra sunduğumuz takı koleksiyonlarının yaratıcısı Robert Lee Morris’ten tanıyıp sevdiğim ve desteklediğim Haiti’li sanatçılara kadar çok sayıda sanatçı ile işbirliği yaptım.
F&T Yaz koleksiyonunuzda sanattan etkilenmiş olduğunuz görünüyor. Bundan bahseder misiniz?
DK İlkbahar yaz koleksiyonumuzda New York graffiti sanatından ilham aldık. Dünyayı gezmeye o kadar alışkınım ki, Asya, Haiti, Bali, Afrika… Bu gezilerden sonra eve dönüp kendi sokaklarımızdaki sanata bakmak güzel. Orjinal baskılarımız, el boyamalarımız ve işlemelerimiz hep sokağın spontanlığını ve renklerini taşıyor.
F&T Kızınız Gaby geçmişte sizinle çalışıyordu ama şimdi eşiyle bir dizi İtalyan restoranının sahibi; hatta Manhattan’da yeni bir restoran daha açtılar. Neden sizinle birlikte çalışmaktan vazgeçti?
DK Gabby, üniversiteden ilk mezun olduğunda Donna Karan International için birkaç yıl çalıştı. İlham bulmak için seyahat etti ve bizim mağazalarımızın vitrin tasarımlarını yaptı. Ancak, birçok kişi gibi o da kendi yaratıcı yolunu çizmek istedi. İç mimarlığa tutkusu var ve eşi Gianpaolo DeFelice ile tanıştıktan sonra, bazı dostlarının da işbirliğiyle İtalyan Restoranı işine girdiler. Tüm restoranların iç mekan tasarımını kendi yapıyor.
F&T Torunlarınızdan tasarımcılığa ilgi duyan var mı?
DK Henüz değil ama ikisi zaten daha çocuk, yani göreceğiz. Tüm torunlar; benim ve Stephan’ın belli bir seviyede yaratıcılığa sahip. Genetik olmalı!
F&T Seyahati sevdiğinizi biliyoruz. Gitmeyi en çok sevdiğiniz yerler nereleri?
DK Bali dünyada en sevdiğim yer. Sonra Afrika ve Asya. Ama en sevdiğim yerler henüz gitmediklerim. Keşif anını çok seviyorum. Gitmek istediğim yerlerle ilgili uzun bir listem var.
F&T 2015’te nerelere gitmeyi planlıyorsunuz?
DK Listemin başında Çin ve Güney Amerika geliyor. Bu yerlere henüz gitmemiş olmam çok tuhaf.
F&T Daha önce Türkiye’de bulundunuz. İzlenimleriniz neler?
DK Türkiye’ye gerçekten bayılıyorum. Özellikle İstanbul’u büyülü ve ilham verici buluyorum. Ayrıca tekne ile birden fazla kez ziyaret ettiğim kıyı kasabalarına da bayılıyorum.
F&T Türk kadınları ve onların moda anlayışı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
DK Tüm dünyada kadınların aynı moda anlayışına sahip olduklarını düşünüyorum. İnternet sayesinde, farklılıklarımızdan çok benzerliklerimiz var.
F&T Donna Karan New York’ta yenilikler veya değişiklikler görecek miyiz?
DK Bizi izlemeye devam edin. Sürekli ilerliyoruz. Durmak yok! Zaten tek doğru yol da bu.
F&T Egzersiz yapmayı, meditasyonu ve kayak gibi sporları çok seviyorsunuz. Spor programınız ve bunun yaşantınıza faydalarından bahseder misiniz?
DK Çocukluğumdan beri hep spor yaparım. Açık havada yapılan her sporu, binicilik, kayak, paragliding, rafting, tenis, hepsini çok seviyorum. Pilates’e bedeni güçlendirdiği için bayılıyorum. Ama en büyük tutkum kesinlikle yoga, çünkü yoga bana hayatın kaosu içinde sükunet veriyor. O minderin üstünde olmaktan başka hiç bir şey düşünmediğim tek yer ve beynimi o şekilde dinlendirebilmek gerçekten büyük bir hediye.
F&T Bize İlkbahar-Yaz 2015 koleksiyonlarınızdan bahseder misiniz?
DK DKNY, tek tip New York giyim tarzını yansıtıyor, ancak buna yeni bir bakış ve farklı orantılar getiriyor. Modern klasikler, erkeksi kesimler, araya serpiştirilmiş çarpıcı renk ve doku oyunları ve yer yer taşlı süsler içeriyor. Collection ise güçlü ve baştan çıkarıcı. Gündüzden geceye geçişi hatırlatan üste oturan kemerli ceketler, parkalar, pileli pantolonlar, dar etekler ve origami parçalar koleksiyonun ana parçaları. Birlikte bu iki koleksiyon paranın iki yüzü gibi: Biri ilhamını sokaktan alıyor, diğeri ise şehrin gece siluetinden.
Leyla Melek