SPOR AYAKKABI İSTİLASINA KARŞI – GIANNI GIANNINI

El yapımı ayakkabılarıyla ünlü İtalyan Doucal’s firmasının ikinci kuşak sahiplerinden Gianni Giannini, günümüzdeki spor ayakkabı istilasından son derece rahatsız. Bu da çok normal çünkü Giannini, mükemmel güzellikteki el yapımı ayakkabılar tasarlıyor. Ayakkabılar üzerine sohbetimiz aşağıda…
FASHION&TRAVEL İtalyan olmakla gurur duyuyorsunuz. Tam olarak İtalya’nın hangi bölgesindensiniz?
GIANNI GIANNINI Marche bölgesi, İtalya’nın tam ortasında bulunuyor. Buranın güney ile kuzeyin bir karışımı olduğunu söyleyebiliriz. İtalya’nın kuzeyi ve güneyi birbirinden çok farklıdır, biliyorsunuz. İşte Marche, bu ikisinin karışımı. Le Marche, İtalya’da çoğul olarak kullanılan tek bölge adıdır. Sebebi de içinde özellik olarak hem kuzeyi, hem güneyi barındırmasından olmalı. Marche, doğal güzellikleri çok olan bir bölge. Dağları, denizi çok güzeldir. Tarihi çok eskilere dayanır. Nüfusları 10 bini geçmeyen kasabalarında tipik tarihi İtalya’yı görebilirsiniz. En büyük geçim kaynağı tarih boyunca tarım olmuştur. Bu bölgenin insanları tarım yaparak, elleriyle birşeyler üretmeye alışkın insanlar.
F&T Ama şimdi ayakkabı yapıyorlar?..
GG Evet, aynen öyle. Geçen yüzyılın başında ayakkabı yapımını keşfettik. O zamandan beri de tarımda olduğu gibi yine elleriyle ayakkabı yapıyorlar.
F&T Ama sizin ayakkabılarınızın ismi Doucal’s… Bu bana bir İngiliz ayakkabı markası olduğunuzu düşündürmüştü bana ilk duyduğumda…
GG Şirketi babam kurdu. Babam, 1970’de ayakkabı üretimiyle ilgilenmeye başladı. Şirketin ilk ismi Doucal’dı. Anlamı; ‘Dükler’in Ayakkabıları’. Önemli insanlar için önemli ayakkabılar gibi. 1973 yılında şirketin ismini Doucal’s olarak değiştirdi.
F&T Peki İngiliz etkisi nereden geliyor?
GG İngiliz ayakkabıcılığı çok eski bir geleneğe sahiptir. Babam da bu işi öğrenmek için Southampton’a gitmiş. Orada çok eski, köklü bir ayakkabı üreticisiyle tanıştırılmış. İngiliz ayakkabılarının üretimini, kalitesini öğrenmiş. Sonra İngiliz üretim kalitesiyle İtalyan stilini, moda anlayışını kendi markasında birleştirmeyi amaçladı.
F&T İngiliz ayakkabıları ile İtalyan ayakkabılarının farkını bize söyler misiniz?
GG İngiliz ayakkabıları çok köklü bir geçmişten geliyor. Çok kaliteli ama hep aynı ayakkabıları üretiyorlar. İngilizler, her konuda olduğu gibi bu konuda da tutucu. İtalyanlarsa yaratıcı. Biz, modadan anlıyoruz. Modanın gerektirdiği yeniden yaratım işleminden keyif duyuyoruz.
F&T Babanız bu işe girdiğinde herhangi bir teknik eğitime sahip miydi?
GG Hayır ama ne istediğini biliyordu. Fikirlerini çalıştırdığı ustalara anlatıyordu. Teknik konularda da biri ona yardımcı oluyordu. Bu iş için gerçek bir tutkuya sahipti. Başarılı olmak için de bu tutkuya sahip olmanız gerekir.
F&T Siz de babanızdan mı bu işi öğrendiniz?
GG Evet. Fabrikada doğdum diyebilirim. Neredyse bütün hayatım fabrikada geçti. Küçükken ayakkabı kutularıyla, kalıplarıyla oynardım. Toskana’daki Polymodel Moda Okulu’nu bitirdim. Ben tasarım yapıyorum. Erkek kardeşim de işin ticari yanını yönetiyor. Üretim, satış, pazarlama gibi departmanlardan sorumlu. Ben tasarladığım ayakkabı modellerini, hala eski usül ellerimle yapıyorum. Sonra da bu modelleri ekibime tanıtıyorum.
F&T Sadece erkek ayakkabıları mı üretiyorsunuz?
GG Türkiye’de sadece erkek koleksiyonumuz satılıyor ama 2013 yılından beri kadın koleksiyonu da hazırlıyoruz. Çok feminen ayakkabılar üretmiyoruz. Yüksek topuklular yok, ince deriler de kullanmıyoruz. Tarz olarak biraz erkek koleksiyonundaki ayakkabılara benziyorlar. Kadın koleksiyonunun tasarımından da ben sorumluyum. Geçtiğimiz sonbahar-kış sezonu rekor satışa ulaştık. Kadın koleksiyonundaki tüm modellerimiz tükendi.
F&T Kadın ayakkabıları üretmek çok farklı bir iş değil mi?
GG Evet, kesinlikle öyle. Neredeyse sıfırdan başladım. Konuyla ilgili araştırmalar yaptım. Farklı yerlerdeki trendleri gözlemleyebilmek için çeşitli yerleri dolaştım. Ancak ondan sonra kadın ayakkabıları işine girdim. Her ülkenin, her toplumun kendine göre farklı ayakkabı tercihleri, tarzları var. Ben geleneksel olanla çağdaş olanı karıştırmayı, birleştirmeyi seviyorum. Temelinde geleneksel olanı barındıran modern tasarımlar yapıyorum.
F&T Erkeklerin ve kadınların ayakkabı tercihleri ve alışveriş alışkanlıkları nasıl farklılıklar gösteriyor?
GG İkisi birbirinden çok farklı. Erkek, moda konusunda kadına göre çok daha tutucu. Moda anlayışı belki de tüm hayatı boyunca aynı, hiç değişmiyor. Ama tabii ki hep aynı ayakkabıyı giyemez. Alışveriş yapacak, farklı modeller alacak, yeni ayakkabılar deneyecek. Ve yeni aldıklarının daha önce giydiği ayakkabılardan özel olmasını isteyecek.
F&T Bunu nasıl sağlıyorsunuz?
GG Bizim için renk çok önemli. Siyah, ayakkabıda çok güzel ama fazlasıyla klasik bir seçim. Biz işe duyguları da katmak istiyoruz. Bunu da renk ve klasik ayakkabı modellerimize eklediğimiz detaylarla sunuyoruz. Klasik erkeğin gardrobunda klasik ayakkabıları var. Biraz farklı birşey denemek istediğinde aynı ayakkabının farklı bir rengini ya da farklı bir deriden olanını, farklı bir tokası olanını seçebilir. Günümüzde bu tip varyasyonlar çok satıyor.
F&T Ayakkabı kurallarınız var mı?
GG Ayakkabının nefes alması çok önemli. Hep aynı ayakkabıları giyiyorsanız, aynı ayakkabıdan iki tane almayı tercih edebilirsiniz. Böylece bir gün birini, ertesi gün de diğerini giyersiniz. Ayakkabılarınızı da dinlendirme ve nefes aldırma imkanı bulursunuz. Ben şahsen ayakkabılarımı çorapsız giymeyi çok severim. Böylece ayakkabıyı, derisini hissedebiliyorum.
F&T Çok ayakkabınız olmalı?.. Sadece kendi tasarladığınız ayakkabıları mı giyiyorsunuz?
GG Kendi ürettiğimiz ayakkabıları giymeyi seviyorum. Bu, aynı zamanda bir kalite kontrol işlemi de. Herşeyin mükemmel olup olmadığını kendim test etmiş olurum. Gerçekten de çok ayakkabım var. Fabrikada giydiğim ayakkabılarla bir odayı doldurunca, yeni bir ayakkabı odası yaparım kendime. Babamın da böyle bir sorunu var. O yüzden geçen sene fabrikanın içinde bir müze açtık. Bugüne kadar fabrikamızda üretilmiş olan tüm ayakkabı modellerinden var burada. 1973 yılından beri üretilen her ayakkabı… Toplamda binlerce ayakkabı… Biz bu fabrikada klasik ayakkabı anlamında yapılabilecek herşeyi denedik, yaptık. Bunu da müzede görmek mümkün.
F&T Peki öne çıkan bir modeliniz, tasarımınız var mı?
GG Evet, özel bir taban geliştirdik. Bu güçlü ve aynı zamanda hafif ve yumuşak olan tabanı taktığımız ayakkabılar, özel el yapımı kösele ayakkabılara benziyorlar. Ayakkabıyı elinize aldığınızda çok hafif olduğunu farkediyorsunuz, spor ayakkabı kadar hafifler. Çok da rahatlar… Ama son derece şık görünüyorlar. Bu modellerimiz satış rekorları kırıyor. Özellikle iş hayatındaki gençler, bu şık ama rahat ayakkabıları tercih ediyorlar.
F&T Gelecek planlarınız neler?
GG Gençlere daha fazla hitap etmeyi amaçlıyoruz. Gençler artık çoğunlukla spor ayakkabı giyiyor ve ayakları şık ayakkabıları giymek için eğitilmemiş. İş hayatına atılınca da ağır, sert ayakkabılar yerine rahat edebilecekleri modelleri tercih ediyorlar. Doucal’s büyüme trendinde. Yavaş ama emin adımlarla büyüyoruz. İtalyanca’da bir deyim var: ‘bacaklarımıza fazla uzun gelen bir adım atmak istemiyoruz’. Bizim büyüme hikayemiz de böyle. Moskova’da, Milan’da ve Paris’te yeni mağazalar açtık. Ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinde ortaklıklarımız, işbirliklerimiz var. Avrupa’da, İngiltere hariç her yerde varız. Bir de Amerika pazarında yokuz. Amerika’ya açılma planlarımız var ama çok zor bir Pazar olduğu için adımlarımızı dikkatli atıyoruz.
F&T Türk erkeklerinin ayakkabı seçimi konusunda ne düşünüyorsunuz?
GG Güzel ve kaliteli ayakkabılar giymeyi sevdiklerini söyleyebilirim. Klasik, deri ayakkabılar… Ama artık dünya küçüldü. Herkes, her türlü bilgiye internet aracılığıyla sahip olabiliyor. İnsanlar daha fazla yolculuk yapıyor. Ve ülkelere göre oluşan modadaki farklılıklar da azaldı. Ama günümüzde tüm dünyada bir spor ayakkabı istilası yaşıyoruz. İnsanlar, özellikle de erkekler fazla spor giyiniyorlar. Takım elbiseyle kravat takmıyor, altına da spor ayakkabı giyiyorlar. Bu beni şaşırtıyor. İş hayatına, resmi davetlere saygı duyulması gerekir. Eskiden gece tiyatroya giderdik ve herkes şık giyimli olurdu. Şimdi orada bile spor giyimliler çoğunlukta.
F&T İşinizi çok ciddiye alıyorsunuz. Siz kaçta uuyanır, işe kaçta gidesiniz?
GG Ben erken kalkarım. Sabah 07:30’da işbaşı yaparım. Akşam da 20:00’dan önce fabrikadan ayrılmam. Yani günde 12 saatten fazla çalışıyorum.
Röportaj Leyla Melek
Fotoğraflar Deniz Uğur Güler