Panama’nın Renkli Yüzü EMBERA

Panama’nın Renkli Yüzü  EMBERA

Panama Cumhuriyeti, dünyanın en çok biyoçeşitliliğe sahip olan ülkelerinden biri. Buranın bir özelliği daha var: Renkli etnik grupları! Bu yazımda sizlere Panama’nın yedi etnik grubundan biri olan, rengârenk giyimleri, vücutlarındaki geçici dövmeleri ve yaşam tarzlarıyla dikkat çeken Emberá etnik grubundan bahsetmek istiyorum.

Emberá halkı, Orta Amerika ülkelerinden Panama’nın Kolombiya sınırındaki Darién bölge­sinde yaşayan bir etnik gruptu. Darién, ülkenin en büyük millî parkı ve zengin biyoçeşitliliği nedeniyle Panama’nın Amazon’u olarak adlandırı­lıyor. Ancak Emberálar 1950’de Darién’den Panama City’ye taşınmaya karar verdi. Bunun en büyük sebebi de uyuştu­rucu baronlarından uzaklaşmak ve daha kolay tarım yapabi­lecekleri bir yere yerleşmekti. Bunun üzerine Chagres Nehri kıyısına yerleştiler.

Chagres Nehri, Panama için çok önemli bir nehir. Çünkü Panama Kanalı’nın ana gölü olan Gatun Gölü’nü besleyen suyu sağlıyor. Panama’nın başkenti Panama City’ye yaklaşık 65 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Chagres Nehri üzerinde beş Emberá köyü var. Fakat gideceğiniz köyü siz seçemiyor­sunuz. Çünkü devlet politikası gereğince her gün farklı bir köyün ziyaretine izin veriliyor. Böylelikle de her köy, turizm gelirinden faydalanmış oluyor.

1985 yılında Chagres Nehri kıyıları millî park ilan edilince sadece yaşamaları için yeterli olacak kadar tarım yapmala­rına izin verildi. Yani artık sadece evlerinin etrafını ekip bi­çebiliyorlar. Bu nedenle geçinebilmek için balıkçılık, avcılık yapıyorlar. Bir kısmı da geçimini sağlamak için köylerinin dışında çalışmak zorunda kalıyor.

Hayatlarını devam ettirmek imkânsız hâle gelince Emberá hal­kı, 1994’te turizmle ilgilenmeye başladı. Turizm yetkilileri onları eğitti. Şimdi köylerine turistleri misafir olarak kabul ediyorlar.

Emberá Köylerine Ulaşım

Nehir kenarından kalkan botlara binerek köylere gidiyor­sunuz. Ben de Emberá Tusipono Köyü’ne yerel hizmet sağlayıcısı Touch DMC ev sahipliğinde, PTY Safety Shuttle & Tours organizasyonuyla geldim. Tüm ülkede titizlikle hazırladıkları turlarına burayı dâhil ettikleri için de çok mutlu oldum.

Köye giderken herkes yanında meyve götürüyor. Köyde bu meyveleri kesip misafirlere ikram ediyorlar. Yanında da çok lezzetli alabalık ve plantain (muza benzer bir sebze) kızartması servis ediyorlar.

Köylerine girebilmek için beş dolar ücret ödüyorsunuz. Bu ücreti ödedikten sonra hem köyleri ve yaşamları hak­kında bilgi veriyorlar, hem de dilediğiniz kadar fotoğraf/video çekimi yapabiliyorsunuz. Köylerini tanıttıktan sonra da dans gösterisi yapılıyor.

Köylerin yönetim şekli de takdire şayan. Her köyün bir şefi var. Beş yılda bir seçimle seçiliyor. Şef pozisyonu­na erkekler de, kadınlar da seçilebiliyor. Şef, halkı farklı platformlarda (hükümette, turizm etkinliklerinde) temsil ediyor. Şef, köyde asayişten sorumlu. Suç işleyen olursa kendi özel ceza yöntemleri var. Örneğin suçluyu ayakları bağlı güneşin altında susuz bırakıyorlar. İşlediği suça göre ceza süresi uzuyor. Ceza süresine şef karar veriyor.

Emberá etnik grubu, köylerinde teknolojiden tamamen uzak yaşıyor. İnternetleri yok, televizyonları yok. Ancak turizm onlar için çok önemli bir gelir kaynağı olduğundan bu konuda çok eğitimliler. Köyde ikram ettikleri alabalık ve plantain kızartması turistlerin damak zevkine uygun, hatta aşırı lezzetli! Turistlerin kullandığı tuvaletler uluslara­rası standartlara sahip. Kendi yaşamları geleneksel olsa da gelen herkes hem onların kültürüne hayran kalıyor hem de son derece rahat ediyor.

Emberá köyüne gittiğim gün, Panama’daki en güzel günüm oldu. Onların enerjisi, yoklukları içindeki hayat coşkuları beni çok etkiledi. Bence Emberálar’dan öğrene­cek çok şeyimiz var!

Emberálar Hakkında İlginç Bilgiler

*Evlerini yerden yüksekte, çelik kazıklar üzerine tahtadan inşa ediyorlar. Böylece böcekleri uzak tutuyorlar.

*Hiçbir kutlama yapmıyorlar. Evlilik, doğum günü, yeni yıl gibi kutlamaları yok. Onun yerine, mesela yeni bir ev inşa ettiklerinde, kutlama yapıyorlar. Asla hayvanları kurban etmiyorlar.

*Evlenmeye karar verdiklerinde erkek ve kadın ellerine özel bir dövme yapıyor. Sonra beraber yaşamaya başlıyorlar.

*Doğaya, güneşe, aya inanıyorlar. Ancak her dine saygıları var. Hatta istedikleri dini seçmekte de özgürler.

*Köylerinde onuncu sınıfa kadar eğitim veren kendi okulları var. Daha sonrasını okumak isteyenler şehre gidip okula devam ediyor.

*Kendi yaptıkları el yapımı ürünleri satarak geçimlerini sağlıyorlar. Bu ürünleri yapabilmek için günde üç, dört saat çalışıp kalan zamanlarda toplum için gerekli diğer işleri yapıyorlar. Ürünleri yapmaları ne kadar sürerse, gün başına bir dolar olarak hesaplayarak ürünün fiyatını belirliyorlar. Mesela bir maskeyi yapmaları 30 gün sürdüyse, maskenin satış fiyatı 30 dolar oluyor.

Olağanüstü Eğitim

Köy ve insanlarının çok etkileyici bir hikâyesi var… Tüm Apollo 11 ekibini; Neil A. Armstrong, Michael Collins , Edwin E. Aldrin Jr. (Buzz Aldrin) bu köylerinden birinin şefi olan Manuel Antonio Zarco eğitmiş. Onlara hayatta kalma tekniklerini öğretmiş. Vietnam Savaşı’na giden askerleri de Şef Manuel Antonio Zarco eğitmiş. Bu nedenle Şef Manuel Antonio Zarco; NASA, Amerikan Askeriyesi ve Amerika Hükümeti tarafından çok takdir ediliyor.

Yazı ve Fotograflar: YAPRAK GÜRDAL @kucukdunyayaprak