ENDÜLÜS’ÜN EN GÜZELİ SEVİLLA
Avrupa’nın en güneşli şehri olan Sevilla tarihi, sanatı, kültürü, yemekleri ve daha pek çok özelliğiyle bizi büyülüyor. Gezmek için üç gün yeter diye öneriyorum ama Sevilla’dan ayrılırken çok zorlandım…
ÖZLEM SUCU
Efsaneye göre Sevilla şehri Herkül tarafından, Yunanlıların Tartessos dediği topraklarda kurulmuş. Romalılar 600 yıl, müslümanlar 550 yıl hüküm sürmüş bu buram buram tarih kokan efsane şehirde…
Murillo ve Velazquez gibi birçok ünlü ressam eserlerini bu güzel şehirde vermiş. Cervantes Don Kişot’u Sevilla hapishanesinde yazmış. Bizet’in Carmen Operası, Beethoven’ın Fidelio’su, Rossini’nin Sevil Berberi ve Mozart’ın İspanyolca adı Don Juan olan Don Giovanni’si bu şehirde geçmiş. Ayrıca Mevlana’nın da hocası İslam alimi İbn-i Arabi bir süre burada yaşamış. Bu yaşanmışlıkları bilerek gezmek, tatilinizi daha değerli kılacaktır.
Sevilla yıl boyunca gidebileceğiniz bir destinasyon. Her yıl ortalama sadece 80 gün yağmur yağıyor. Avrupa’nın en güneşli şehirlerinden biridir diyebiliriz. Endülüs’ün bu efsanevi şehrinden ne beklerseniz, size onu vermeye hazır ve de nazır olduğunu bilin. Şatafatlı bir orta çağ havası mı?
Game of Thrones’taki saray fısıltıları eşliğinde krallar, prensesler ve şövalyelerle aynı zeminde yürümüş olmanın heyecanını mı tatmak istersiniz? Ya da eşsiz tatlar deneyimlemeye ne dersiniz?
Paella’nın En İyisi
Belki de en iyi paella’yı Sevilla’da yemek istersiniz. Ağzımızın suları akmışken paella’dan biraz daha bahsetmek istiyorum. Deniz mahsülleri ve pirincin aşk kadar güzel bu birleşimi, yapan için meşakatli, yiyenler içinse enfes. “En iyi paella’yı ne Barcelona’da ne de Madrid’de yiyebilirsiniz, en taze ve iyisi
Sevilla’da yenir” demişlerdi. Gerçekten burada deneyimlemenizi tavsiye ederim, zira çok, çok iyiydi.
Dar sokaklarındaki binaların her biri adeta yaşıyor, nefes alıyor. Hangi dönem olursa olsun, yaşanmışlıkları çok net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Ne tarafa bakarsanız bakın bir sanat eseri, bir tarih, bir doku, bir his sizinle beraber.
Sevilla’da Üç Gün
Sevilla’da üç günde turistik, tarihi tüm destinasyonları görebilirsiniz. Bunlardan en önemlileri…
Sevilla Katedrali, 13. yüzyılda yapılan bu gotik katedralin içindeki hazineleri görmelisiniz. Ayrıca içinde Kristof Kolomb’un mezarı bulunuyor. El Giraldillo Kulesi’ne de çıkıp Sevilla’ya bir de tepeden bakmalısınız.
Biri görkemli saray mı dedi? İşte ta kendisi: Sevilla Alcázar. Unesco tarafından dünya mirası alanı ilan edilen Sevilla Kraliyet Alcázar’ı Avrupa’nın en eski sarayıdır. Game Of Thrones dizisinin bazı sahneleri burada çekildi. Alcázar bölgesi, farklı tarihi dönemlerde tasarlanmış çeşitli saraylardan ve bahçelerden oluşur. Bu sayede Sevilla Alcázar’ı, müslüman, gotik, rönesans, barok ve romantik sanatın tipik unsurlarının yanı sıra islam ve hıristiyan kültürünün karışımı olan mudéjar sanatından geniş bir stil yelpazesi sunuyor.
Plaza de Espana yani İspanya meydanı, içinden dört köprünün geçtiği 500 metrelik bir kanal. Kanalın tam ortasında ise plaza yer alıyor. Köprüler, İspanya’nın dört antik krallığını temsil ediyor: Kastilya, Aragon, Navarre ve Leon. Plazayı dolaşırken flamenko dansçıları size unutulmaz bir otantik gösteri sunuyor. Kendinizi bir film karesinin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Bu güzel şehrin güzelliğine güzellik katan bir de nehri var: Guadalquivir Nehri. Sevilla’nın içinden geçerek şehri adeta ikiye böler.
Sevilla’da bir dönem kadını gibi gezmek, tüm ruhumla o havayı solumak ve zaman zaman Stendhal Sendromu’na girmek çok değerli bir deneyimdi. Flemenko bir ukde kaldı içimde. Mutlaka gidin ve ilham alın…
Adiós!
Mudéjar Sanatı
İspanya’da bir müddet yaşamasına izin verilmiş müslüman nüfus Mudéjar olarak tanımlanırken, üretmiş oldukları sanat eserleri de Mudéjar sanatı olarak adlandırılır.