FANTASTİK DÜNYADAN İKONİK PRENSESE – KRISTEN STEWART

FANTASTİK DÜNYADAN İKONİK PRENSESE – KRISTEN STEWART

ALACAKARANLIK GÜNLERİNDEN HATIRLADIĞIMIZ KRISTEN STEWART, ARADAN GEÇEN YILLARLA BÜYÜDÜ, SERPİLDİ VE SON BİRKAÇ YILDIR KARŞIMIZA CHANEL’İN MARKA ELÇİSİ OLARAK ÇIKTI. KARİYERİNE BİR GÖZ ATALIM

Tüm dünyanın gözleri onun üzerine çevrildiğinde henüz 18 yaşındaydı ve hepimiz onu vampire olan aşkıyla fenomen haline gelen “Bella” karakteriyle tanıdık. Hatta genç, yaşlı demedik hepimiz Twilight serisi ile fantastik bir aşkın maceralarını soluksuz izledik. Aslında çocuk yıldız diyebileceğimiz Kristen Stewart’ın kariyeri bir gençlik serisi ile başlamadı ve meslektaşlarının aksine onunla da son bulmadı. Stewart, gerek çektiği bağımsız filmlerle gerekse gişe filmleri ve sektördeki asi duruşuyla beyazperdenin aranılan isimlerinden olacağının sinyallerini her defasında verdi. Şimdilerde ise ikonik prenses Lady Diana’yı canlandıracağı Pabllo Larrain imzalı Spencer filmiyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor ve setten gelen her fotoğrafıyla bizleri de bir hayli heyecanlandırmayı başarıyor. 2013 yılından beri Chanel moda evinin de vazgeçemediği marka elçisi olan Stewart’ın parlayan yıldızı bizim de gözümüzü aldı ve radarımızı engellenemez yükselişine çevirdik.

Kristen Stewart, 1990’da Los Angeles, California’da Fox şirketi için çalışan yapımcı John Stewart ile Avustralya kökenli senaryo denetçisi Jules Stewart’ın kızı olarak dünyaya geldi. Yedinci sınıfa kadar okula devam eden Stewart liseyi ise uzaktan eğitimle bitirdi. Oyunculuğa henüz sekiz yaşındayken rol aldığı yılbaşı tiyatro oyunu ile başlayan Stewart, ilk sinema rolünü ise Disney Channel için 1999’da çekilen ‘The Thirteenth Year’ ile kaptı. ‘The Flintstones in Viva Rock Vegas’ adlı filmde küçük bir rolde gözüken Stewart, sonrasında ise ‘The Safety of Objects’ adlı bağımsız filmde bekar, sorunlu bir annenin erkeksi kızını oynadı. Stewart, ilk büyük çıkışını ise Holywood yapımı David Fincher imzalı ‘Panic Room’ filminde başrol alarak yaptı ve filmde Jodie Foster’ın diyabet hastası kızı Sarah karakteri eleştirmenlerden olumlu notlar aldı ve de genç oyuncunun şöhrete giden yolu da bu filmle açıldı. Stewart, ‘Panic Room’un ardından benzer bir gerilim filmi olan ‘Cold Creek Manor’da rol almasına rağmen film beklenen gişe başarısını gösteremedi. Tabii ki bu hayal kırıklığı Stewart için bir son olmadı ve kariyerine ‘Catch That Kid’ ve ‘Undertow’ adlı filmlerle devam etse de kendisine tekrar övgü kazandıran film, Laurie Halse Anderson’ın romanından uyarlanan televizyon filmi ‘Konuş Benimle’ oldu. Henüz 13 yaşındayken tecavüze uğradıktan sonra bütün sözlü iletişimlerini kesen ve çalkantılı bir duygusallıkla boğuşan lise birinci sınıf öğrencisi Melinda Sordino’yu oynayan Stewart, sadece birkaç konuşma çizgisine sahip bu karakteri başarıyla canlandırmasıyla tüm olumlu eleştirileri de kaptı.

Stewart, 2005’te bir fantastik macera olan ‘Zathura’da, ilerleyen yılda, Griff in Dunne tarafından yönetilen ‘Fierce People’ filminde sonrasında ise doğaüstü gerilim filmi ‘The Messengers’ filminde Jess Solomon karakteri ile başrol oynadı. 2007’de ise Adam Brody ile Meg Ryan’ın da rol aldığı romantik drama ‘In The Land Of Women’ filminde görüldü. Sonrasında ise bağımsız film olan ‘The Cake Eaters’de ve aynı yıl Sean Penn’in eleştirel olarak alkış toplayan uyarlama filmi ‘Into The Wild’da yer aldı.

‘Twilight’ Serisiyle Zirve Yolculuğu Başladı

Tarihler, 16 Kasım 2007’yi gösterdiğinde Summit Entertainment, Stephenie Meyer’ın en iyi satanlar vampir/insan romanından uyarlanan ‘Alacakaranlık’ filminde Bella Swan’ı Kristen Stewart’ın oynayacağını duyurduğunda ise genç yıldızın hayatı tamamen değişti. Yönetmen Catherine Hardwicke’in resmi olmayan bir test için Stewart’ı ziyaret etmesi ve adeta ondan büyülenmesiyle başlayan süreç serinin ilk filmi olan ‘Twilight’in, 37 milyon dolarlık bütçesine karşın 392 milyon dolarlık bir gişe geliri getirerek yılın en çok izlenen filmlerinden birisi olmasıyla devam etti. Ve film, genç oyuncuya MTV Film Ödülleri, Teen Choice Awards, Screem Awards ve People’s Choice Awards ödül törenlerinde toplam sekiz farklı dalda ödül kazandırdı. 2009 yılında vizyona giren serinin ikinci filmi ‘The Twilight Saga: New Moon’ ise, 50 milyon dolarlık toplam gişe hasılatıyla ilk filmin neredeyse iki katı kadar başarı elde etmeyi başardı. ‘New Moon’, Stewart’a aralarında MTV Film Ödülleri ve BAFTA Ödülleri’nin de bulunduğu pek çok ödül kazandırsa da Altın Ahududu ödüllerinde rol arkadaşı Robert Pattinson ile beraber en kötü çift ödülünü almasını da engelleyemedi. Stewart, 2010 yılında ise ‘The Runaways’, ‘Welcome to the Rileys’ ve Twilight Serisi’nin üçüncü filmi olan ‘Eclipse’de rol aldı. ‘Eclipse’, vizyona girdiği ilk günden en fazla ilk gün gişe hasılatı yapan sinema filmi unvanını kapmayı başardı ve 4.416 sinema salonundan aynı anda gösterime girerek bu alanda da dünya rekorunu kırdı. Tüm bu hızlı yükselişin ardından ise Kristen Stewart’ın Mayıs 2011’den Mayıs 2012’ye kadar 34.5 milyon dolar kazanarak Forbes dergisinin açıkladığı yılın en çok kazanan kadın oyuncuları listesinde zirveye yerleşmesine kimse şaşırmadı.

2012 yılında Stewart, Alacakaranlık efsanesinin son filmi olan ‘Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2’de rol aldı. Bunun yanı sıra Pamuk Prenses masalının epik uyarlaması olan ‘Pamuk Prenses ve Avcı’da Pamuk Prenses olarak karşımıza çıkan Stewart, başrolü Charlize Theron ile paylaştı. Stewart ayrıca aynı yıl Walter Salles’ın yönettiği ‘On the Road’ ile Cannes Film Festivaline katıldı. Jack Kerouac’un yazdığı ve Beat Kuşağı akımının öncüsü olan ‘Yolda’ adlı kitaptan uyarlanan filmde Kristen, kitabı çocukken okuduğunu ve Marylou’yu o zamanlardan beri canlandırmak istediğini açıkladı. İki yıllık aranın ardından Kristen Stewart, 2014 yılında üç yeni film ile tekrar sevenlerin karşısına çıktı. Sundance Film Festivali’nde gösterilen ‘Camp X-Ray’deki performansıyla birçok olumlu eleştiri topladı. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan ‘Clouds of Sils Maria’ filmiyle de Stewart, hem Cannes Film Festivali hem de The New York Film Festivali’nde eleştirmenlerce En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu seçildi. César ödüllerinde de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazanarak bu ödülü kazanan ilk Amerikalı kadın oyuncu olarak bir ilke imza attı. 2014 yılında vizyona giren ‘Still Alice’de Kristen Stewart Julianne Moore’un canlandırdığı Alice Howland’ın oyuncu olmak isteyen küçük kızı rolü ile seyircilerin karşısına çıktı. Film Akademi Ödülleri de dâhil olmak üzere birçok kategoride aday gösterildi. 2015 yılının Mart ayında ise Kelly Reichardt’ın projesine dahil oldu. Bir sonraki projesi ise Woody Allen’ın filminde, Bruce Willis, Jesse Eisenberg’ın karşısında rol almak oldu. Oscar’lı yönetmen Ang Lee’nin ise son projesi ‘Billy Lynn’s Long Halftime Walk’ın kadrosuna dahil oldu. 2020 yılında Hollywood Critics Association tarafından Actress of the Decade, yani son 10 yılın en iyi kadın oyuncusu seçilerek bir kez daha başarısını kanıtlamış oldu.

Şimdilerde ise ‘Spencer’ adlı yeni biyografik filmde Prenses Diana’yı canlandırmakla meşgul olan Stewart, çekimlerden yayınlanan kareleri ile tüm dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başarıyor. Pablo Larrain tarafından yönetilen ‘Spencer’ filmi Sonbahar 2021 sezonunda vizyona giriyor. Prenses Diana’nın trajik ölümünün 25. yıldönümünden bir sene önce gösterime girecek olan filmden ilk görüntüler, Kraliyet Ailesi tutkunlarından ve bizden tam puan aldı.