Halıya Atılan İmza : THIBAULT VAN RENNE

Artemis Halı ve dünyaca ünlü Belçikalı tasarımcı Thibault Van Renne işbirliği ve halı sektörüne genç yaşlarda nasıl başladığı, Kapalı Çarşı’ya ilk ziyareti derken halılar üzerine merak ettiklerimizi sorduk.

Kariyeriniz nasıl başladı, halı sektörüne nasıl girdiniz öncelikle bundan bahseder misiniz?

8 yaşında iken babamla ülkenize bir seyahatimiz olmuştu ve ipek Hereke halıları araştırıyordu. Ben Hereke halılar karşısında büyülenmiştim adeta… Türkiye’deki maceralarımı hiçbir zaman aklımdan çıkarmıyorum. Babam bu işi 25 yaşında kurmuş. Ben de 16 yaşında kendi firmamızda halı satmaya başladım. 21 yaşında Pakistan’a kendi başıma firmamız için halı almaya gidiyordum. O zamanlar babamın dikkatini çekmeyen ve yeni yeni moda olan halıları bulup satın alıyordum. İçimden bir his bu halıların çok farklı olduğunu bana söyledi ve 23 yaşında kendi halı firmamı kurmaya karar verdim. 24 yaşında Belçika’nın Çent şehrinin merkezinde bir halı showroom’u açtım ve yeni halılar bulmak, müşterilere özel üretim yaptırmak için bu sefer Hindistan’a gittim. Eğer kendi halımı tasarlayıp ürettirirsem bu şekilde başarılı olabileceğimi fark etmem uzun zaman almadı. Böylece kendi halılarımı üretme hikayem de başlamış oldu.

Halı tasarım sürecinden bahseder misiniz?

Modern bir bakış açısı ile geleneksel halıları bir sentez yapıyorum. Geleneksel olarak var olan desenleri hiç alışık olunmayan renkler ile yorumluyorum. Geçmişime bağlıyım ancak onu yeniden şekillendiriyorum diyebilirim ve teknolojiden de desenleri boyama ve bir araya getirme gibi işlerde yararlanıyorum.

Bir halı tasarlamak ile bir obje tasarlamanın sizce farkı var mıdır?

Halı dokuma işi bambaşka bir hikaye. Her bir parça tek tek insan elinden çıkıyor ve sonra birleşip tek bir bütün oluyor. Kendi evlerinde bu halıları dokuyanlarvar. Onların çocukları etraflarında oyun oynuyor, yemek pişiyorve halılar dokunurken bir hayat yaşanıyor. Üstelik bu insanlar bu işi yaparken mutlular çünkü kendi ortamlarından ayrılmıyorlar. Yünü üreten çiftçisinden dokumacısına yıkamacasından son kontrolcüsüne kadar üretim zincirimizdeki hikaye mutlu insanların çalışıyor olması ve bu yüzden de sloganımız “hedefimiz unutulmaz olmak”

Daha önce İstanbul’a gelmişsiniz, bu şehirde neler hissettiniz?

İlk kez bu şehre geldiğimde hiç unutmuyorum; farklı kültürler bir arada, Boğaz, dar sokaklar ve hepsi birden sizi kuşatıyordu. Kapalı Çarşı ise bambaşka bir dünya gelmişti; insanlar dükkanlarının önünde çay içiyor, birbiri ile konuşuyor ve yüksek sesle bir şeylerden bahsediyorlar kısaca gürültü ve kaotik gelmişti. Ancak bir o kadar da ilham vericiydi. Babam ile bir süre sokakları dolaşmıştık ve ben o yaşlarda bu işi yapmam gerektiğini hissetmiştim.

Gelecek planlarınız nedir?

Gelecek dönem bize tasarım anlamında çok daha fazla beklenmedik dokuları kullanacağımızı işaret ediyor. Artemis Halı’nın geliştirdiği ve yatırım yaptığı teknolojiler ile modern dokulu halılar üretilebiliyor, böylece “TVR” tasarım teknolojisi ile yakın zamanda benzersiz modeller tasarlayabileceğiz. Çünkü geleceğin halıları çok daha fazla makina veya robotların üreteceği ürünler olacak.