ÖZGÜRLÜKLER ŞEHRİ: AMSTERDAM

ÖZGÜRLÜKLER ŞEHRİ: AMSTERDAM

Hollanda’nın başkenti Amsterdam, Avrupa’nın en popüler destinasyonlarından biri. Kanalları ve kanala bakan sıra sıra dizilmiş kırmızı tuğlalı şirin evleriyle gerçekten de çok güzel bir şehir… Amsterdam adı renkli gece hayatıyla anılıyor. Gece hayatına meraklı olun ya da olmayın, Avrupa gezinizde ilk görülecek şehirler listesinde Amsterdam üst sıralarda olmaya aday.

Çılgın gece hayatı, 100 kilometreyi aşan uzunuktaki kanalları, sayısız müzesi, çiçek pazarları ve uzayıp giden bisiklet yollarıyla tanınan Amsterdam, eğlence ve kültürü bir arada sunan bir kuzey kenti. 12. yüzyılda küçük bir balıkçı kasabasından bugünün bohem şehrine dönüşmesi şaşırtıcı değil. Amsterdam, yılda 4,5 milyon turist ve 16 milyon günübirlikçi misafiriyle, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden.

 

Özgürlükler Şehri

Amstel Nehri kıyısına kurulması nedeniyle Amstel-Reddamme adıyla anılan Amsterdam’ın kuruluşu 1200’lere uzanıyor. 1296’da Hollanda kontlarının egemenliği altına giren bölge birkaç yüzyıla kalmadan Protestan ve Yahudiler’in dini baskılardan kurtulmak için sığındığı bir yer olarak büyümeye başladı ve 1600’lere varıldığında ekonomik refahın yükseldiği bir şehir haline geldi.

Amsterdam, ticaretteki yenilikçi gelişmelerin sonucu olan Hollanda Altın Çağ olan 17. yüzyılda dünyanın en önemli limanlarından biri olmuştu. 19. ve 20. yüzyıllarda yeni mahallelerin eklenmesiyle şehir genişledi. Toplam uzunluğu 100 km’den fazla olan ve çoğu 17. yüzyılda düzenlenen kanallar, şehre çok farklı bir hava katıyor. Amsterdam’ın ünlü kanalları bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Amsterdam, 800 bin kişilik nüfusuyla dünyanın küçük başkentlerinden biri olmasına rağmen ülkenin turizm, kültür, sanat, ekonomi merkezi olarak 180 farklı ülkeden misafirlerine ev sahipliği yapıyor.

GEZİLECEK YERLER

Amsterdam’da görülmeye değer yerlerin çoğu, şehrin ana istasyonu olan Amsterdam Centraal Station’a yürüme mesafesinde. Şehir merkezi oldukça küçük ve çoğunlukla da dar sokaklardan oluştuğundan yürüyerek gezilmesi keyifli. Tercih ederseniz, bisikletle de şehri gezebilirsiniz. Ne de olsa Amsterdam, bir bisikletler şehri!

Dam Meydanı Amsterdam’ın kalbi burası. Yorucu bir şehir turundan sonra, hoş ambiyansı ile biraz mola vermek isteyebileceğiniz biryer. Meydanın yanı başında 1600’lü yıllarda belediye binası olarak kullanılmış ve 1808 yılında Kraliyet Sarayı’na dönüştürülen bina yer alıyor. 15. yüzyıla ait gotik bir kilise olan Niewe Kerk (Yeni Kilise) taç giyme törenlerinin yapıldığı yapı. Meydanın öbür tarafında ise 22 metre yüksekliğindeki Ulusal Anıt yükseliyor. ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra savaş kurbanlarını anmak için ve özgürlüğün sembolü olarak dikilmiş. Savaşı temsil eden 4 erkek figür, barışı temsil eden kadın ve çocuk, direnişi temsil eden iki adam ve uluyan köpekler diğer sembollerin yanında tasvir edilmiş.

Kraliyet Sarayı Dam Meydanı’ndaki Kraliyet Sarayı, kralın şehre geldiğinde kullandığı rezidansı olarak hizmet veriyor. 1648’de 13.659 sütunun batırıldığı bir zeminin üzerine inşa edildi. Dış görünüşü Antik Roma dönemine öykünen klasik bir mimariye sahip.

Nieuwe Kerk Dam Meydanı’nda yer alan diğer önemli yer Nieuwe Kerk, yani Yeni Kilise

1814’ten beri Hollanda monarşisinin resmi taç giyme kilisesi olarak kullanılıyor. Kraliyet Sarayı’nın yanında yer alıyor. Ayrıca bu 15. yüzyıl kilisesinde düzenli org konserleri veriliyor. Kilisedeki 1670’den kalma orgu, bronzdan yapılmış eşsiz güzellikte koro sahnesini görün deriz.

Kanallar Amsterdam’ın kanalları, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Yılda 3 milyon kişinin katıldığı Amsterdam Kanal turları, turistler için olmazsa olmaz aktivitelerden. ister kısa süreli taksilerle, ister içki ve yemek ikramları sunan lüks teknelerle kanal gezisini gerçekleştirebilirsiniz. 16. ve 18. yüzyıldan kalma 6750 civarında harika mimariye sahip bina, toplamda 160 kanal üzerinde 8 kilometre karelik bir yere sıkışmış. Eşsiz güzellikteki birçok köprü şehrin 90 adasını birbirine bağlıyor. Bunlardan 8 tanesi eski, ahşap, baskül tarzındaki köprülerden oluşuyor. Baskül köprülerden Magere Brug, yani Mager Köprüsü en güzel olanı.

Red Light District / De Wallen Bu bölge, çok sayıda bar, seks shop, striptiz kulübü ve kendine has tarza sahip coffee shop ile gerçekten farklı bir ortam sunuyor. Gece saat 23:oo’den sonra, O3:oo’e kadarbölgedeki hareketlilik sürüyor.Ama unutmayın ki, Amsterdam gece hayatı sadece Red Light District’ten ibaret değil.

De Oude Kerk Digeradı Eski Kilise olan De Oude Kerk, Hollanda’nın en eski kiliselerinden biri. Red Light Distric’te yer alan ve 1306’da inşa edilen Eski Kilise’ye 16. yüzyılda eklenen ve harika bir şehir manzarası sunan kulede, 1658’de yapılan ve ülkedeki en iyi örneklerinden biri olarak değerlendirilen bir çan seti bulunuyor.

Zeedijk De Oude Kerk kilisesini gezdikten sonra köprüden karşıya geçin ve Amsterdam’ın en eski sokaklarından biri olan Zeedijk’te gezintiye çıkın. Yol boyunca sıralanan binaların çoğu 15. yüzyıldan kalma. Hepsi şehrin hayatta kalmış en eski binası olarak düşünülen 1 numaralı dikey binaya yaslanarak duruyor.

Westerkerk Westerkerk (Batı Kilisesi), Kraliçe Beatrix’in 1966’da evlendiği kilise olarak ün salmış ve şehrin en popüler kilisesi. Gotik özellikler taşıyan mimarisiyle bir Rönesans kilisesi olarak 1630’da yapıldı. Amsterdam’ın en uzun yapısı olan Uzun John olarak bilinen 85 metrelik kulesi oldukça popüler. Kulenin içinde saat başı çalınan bir çan takımı var. 48 adet çanın en büyüğü 3 tondan fazla ağırlıkta. Bir zamanlar kilisenin dışında bulunan Rembrandt’ın mezarı ise daha sonra kilisenin içine taşındı.

Begijnhof Begijnhof birçok turistin eğlenceden eğlenceye koşarken kolayca fark edemedikleri, şehir merkezinin huzurlu mekânlarından birisi. Yazık ki Amsterdam’ın bu eski ve çarpıcı köşesi gezilecek yerler listesinde kendine pek yer bulmuyor. Eski evlerin birçoğu kullanılıyor olsa da onları sarmalayan küçük ara sokaklar ve yollar halka açık. Bu yüzden keşfetmekten çekinmeyin. Amsterdam’ın 14. yüzyıldan bu yana ayakta kalan son kalan ahşap evi ve şehrin en eski evlerinin son derece bakımlı yeşil bahçeleri kesinlikle görmeye değer. Halen hizmet vermekte olan küçük şapelinde bölgenin eski sakinleri olan ve komün bir hayat yaşamış olan koyu Katolik kadınların mezarları görülebilir.

 

MÜZELER

Amsterdam’da elliden fazla müze bulunuyor. Avrupa’nın en zengin kültürve sanat merkezlerinden biri olduğunu söylesek yanlış olmaz. Amsterdam’da gezinizin bir bölümünü mutlaka müzelere ayırın.

Rijksmuseum Hollanda’nın ulusal sanat galerisi Rijksmuseum, Amsterdam’ın en önemli müzesi olarakkabul edilir. Dünyaca ünlü HollandalI sanatçılardan Rembrandt, Vermeer ve Jacob van Ruysdael gibi isimlerin eserleri sergileniyorburada. HollandalI Mimar Pierre Cuypers tarafından 1885’te inşa edilen ve 2012’de Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından restorasyonu yaptırılan Rijksmuseum’da 8 bin sanat eseri, heykel, gemi maketi, antika obje, yöresel kıyafet gibi Hollanda’nın en önemli sanatkoleksiyonları sergileniyor.

Van Gogh Müzesi Dünyanın en ünlü ressamlarından biri olarakkabul edilen HollandalI sanatçı Van Gogh’un eserlerini sergileyen Van Gogh Müzesi, kentin en çok ziyaret edilen müzeleri arasında ilk sıralarda. Dünyanın en geniş Van Gogh koleksiyonu olan 200’den fazla resim, çizim ve mektup müzede sergileniyor. Heryıl birbuçuk milyon ziyaretçi, Van Gogh Müzesi’ni ziyaret ediyor.