Saç Sihirbazı İZZET TABAK

Kıvırcık saçlar konusunda uzmanlaşan bir salon açan saç tasarımcısı İzzet Tabak’a göre kıvırcık saç bir ‘problem’ değil, doğru kesim ve bakım uygulandığında son derece özgün, güçlü ve etkileyici bir güzellik kaynağı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben İzzet Tabak; kadın saç kesimi ve kıvırcık saç alanında uzmanlaşmış, pratik ve doğal görünümlü stiller yara­tan bir saç tasarımcısıyım. Hem Türkiye’de hem de uluslararası sahnede eğitimler, şovlar ve ödüllerle desteklenmiş bir kari­yerim var. Amacım, kadınların günlük yaşamlarında zahmetsiz­ce kullanabilecekleri, kişiye özel saç çözümleri sunmak. Özellikle kıvırcık ve dalgalı saçlar konu­sunda geliştirdiğim kesim tek­nikleriyle, kadınların her sabah kolayca şekil verebildiği pratik ama etkili çözümler sunuyorum.

Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli ödüller de aldınız. Onlardan bah­seder misiniz?

Evet, mesleki yolculuğum bo­yunca hem Türkiye’de hem de yurt dışında çeşitli ödüllere layık görüldüm. Bunların arasında saç kesimi ve tasarımı üzerine aldı­ğım uluslararası yarışma derece­leri ve sahne performansları sonrası verilen özel ödüller bulunuyor. Avrupa’da ve Amerika’da düzenlenen bazı profesyonel etkinlik ve kongrelerde kendi tekniklerimi sergileme fırsatım oldu. Bu ödüller, yalnızca başarıyı değil; emek, sabır ve tutkuyla geçen yılların bir yansı­ması benim için. Ama her zaman söylediğim gibi, bir müşterimin aynaya gülümseyerek bakması benim için en büyük ödüldür.

“Amacım, kadınların günlük yaşamlarında zahmetsizce kullanabilecekleri, kişiye özel saç çözümleri sunmak. Özellikle kıvırcık ve dalgalı saçlar konusunda geliştirdiğim kesim teknikleriyle, kadınların her sabah kolayca şekil verebildiği pratik ama etkili çözümler sunuyorum.”

 

Yakın zamanda Levent’te kıvırcık saç konusunda uzman­laşmış bir salon olan Creative 216’yı açtınız. Kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

Uzun yıllar boyunca sektörün köklü markalarından birinin çatısı altında çalıştım, ardından bu markaya ortak olarak daha fazla sorumluluk üstlendim. Bu süreç bana çok şey kattı; deneyim, disiplin ve geniş bir vizyon kazandırdı. Ama zamanla içimde bir şey netleşti: Artık kendi doğrularımla, kendi bakış açımdan bir yol çizmek istiyordum. Bu kararı verirken yalnız değildim. Vizyonu­na güvendiğim iki çok değerli arkadaşım Can Kaplan ve Taner Yıldız’la birlikte yeni bir oluşum kurduk. Hepimizin ortak hayali, mesleğe ve insana say­gıyı merkezine alan, yaratıcı ve özgün bir salon deneyimi sunmaktı. Bugün artık hem kendi değerlerimizi yansıtabildiğimiz hem de birlikte üretebildiğimiz bir alanımız var. Bu yolculuğun en heyecan verici kısmı da bu zaten: özgürce üretmek ve birlikte büyümek.

Kıvırcık saçları olanlara biraz tüyo vermenizi istesek ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Kıvırcık saçlar gerçekten çok özel bir yapıya sa­hiptir ve bu nedenle özel bir ilgi ve hassasiyet is­ter. Yapısal olarak daha kuru oldukları için nem kaybına daha yatkındırlar. Bu yüzden düzenli nem desteği, doğru ürün seçimi ve nazik bakım olmazsa olmaz. Sert havluyla kurulamak, yük­sek ısıyla şekillendirmek ya da sık taramak gibi alışkanlıklar kıvırcık saçlara zarar verebilir. Onun yerine saçın kendi doğallığını koruyan, bukleleri destekleyen bakım rutinleri tercih edilmeli. En önemlisi de şu: kıvırcık saç bir ‘problem’ de­ğil, doğru kesim ve bakım uygulandığında son derece özgün, güçlü ve etkileyici bir güzellik kaynağıdır. Bu nedenle biz de salonumuzda, nem, protein ve doğal yağlardan oluşan özel bir bakım uyguluyoruz. Buhar eşliğinde yapılan bu işlem, saçları derinlemesine nemlendiriyor, bukleleri sıkılaştırıyor ve belirginleştiriyor. Tek kullanımlık, kişiye özel hazırlanan bu bakım sa­yesinde saçlar hem sağlığına kavuşuyor hem de günlük kullanımda çok daha kolay şekil alıyor.

Biraz da saç trendlerinden bahsetsek… 2025’te hangi saç modelleri, renkleri vs tercih edilecek?

2025’te saçlarda doğallık ve sadelik yine ön planda olacak. Özellikle katlı kesimler, yüzü çerçeveleyen hareketli formlar ve kişiye özel şe­killendirilmiş doğal hacimli saçlar çok tercih edi­lecek. Kıvırcık ve dalgalı saçlara özel kesimler, yani ‘wash and go’ dediğimiz, yıkayıp çıkan ama hacmini ve şeklini koruyan pratik modeller öne çıkıyor. Renklerde ise doğaya yakın tonlar; sıcak kahveler, yumuşak karamel geçişleri ve güneşten açılmış gibi görünen doğal ışıltılar çok popüler olacak. Sert kontrastlar yerine, daha yumuşak ve geçişli renklendirmeler tercih ediliyor.

Bakım tarafında ise artık herkes saçına özel dokunuşlar arıyor. 2025’te kişiselleştirilmiş ba­kımların önemi daha da artacak. Biz de salonu­muzda her saçın ihtiyacına göre hazırlanan, nem, protein ve doğal yağlardan oluşan özel bakımlar uyguluyoruz. Buhar desteğiyle saç derinlemesine nemleniyor, bukleler veya saç formu belirginleşi­yor. Saçın hem sağlıklı görünmesi hem de kolay şekil alması artık en büyük öncelik haline geldi.

Gelecek planlarınız neler? Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Ben her zaman şunu söylüyorum: Benim Avru­pam da Amerikam da Türkiye. Beş yıl sonra da kendimi bu topraklarda, yine Türkiye’de görüyo­rum. Burada büyümek, üretmek ve bu mesleğe burada değer katmak istiyorum.